Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına Çağrı
Türcan yaklaşık 20 yıldır Beylikdüzü’ne hizmet etmeye devam ediyor ve Türkiye genelinde çevre ile ilgili çalışmalara destek veriyor.
İBB’yi Beklemeye Gerek Yok
Balıkçıların yaşadığı sorunlar ve denizlerde ki çevre kirliliği hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunan Beylikdüzü Gürpınar Balıkçılar ve Çevre Koruma Derneği Başkanı Memiş Türcan; “Beylikdüzü çevresiyle, insanlarıyla ve yerleşim yerleriyle İstanbul’daki yaşanılacak yerlerden biri ama bazı eksikliklerimiz var. Gürpınar sahilinde balık haline kadar dolgu yapmadan yol yapılması gerekiyor. Bizim Beylikdüzü Eski Belediye Başkanı Yusuf Uzun zamanında kavaklı deresinde vatandaşların kürek çekmesi için sandallar ve gondollarla güzel bir alan yapılması ile ilgili bir projemiz vardı, onun hayata geçirilmesi gerekiyor. Büyükçekmece sınırında ve bu bölgede olan Pekmez, Dalyan mevkiine İstanbul’da ne kadar olumsuz insan varsa buraya geliyor. Bu mevkilerin güvenlik açısından tehlike oluşturduğunu ve İSPARK’a devredilmesi gerektiğini düşünüyorum. Böylelikle bölgemizde huzurun daha da artacağını düşünüyorum. Beylikdüzü’nün otoban giriş çıkışlarındaki ve E5 bağlantılarındaki trafiği, birkaç arter açarak çok basit bir çalışmayla önlenebilir. Beylikdüzü Belediyesi Haramidere, Yakuplu kavşağını daha da genişleterek Hasırcılardaki trafiği rahatlatabilir, bunun için İstanbul Büyükşehir Belediyesini beklemeye gerek yok.
Beylikdüzü’nde Balık Kokusu Olmayacaktı
Beylikdüzü İlçe Emniyet binasının daha büyük ve merkezi bir yere taşınması gerek. Binanın geçen yıl temeli atıldığı halde inşası tamamlanmıyor. Gürpınar sahil içindeki Balık haline inmesi gereken 1 ve 5 nolu minibüslerin gelmemesiyle vatandaşın sahile ulaşımı zorlaşıyor. Balık halinden çıkan tırlar Beylikdüzü trafiğini etkilemiyor çünkü gece 1 ile 5 arasında yola çıkıyor. Yapılan planlamalar dâhilinde Volvo kavşağından Yakupluya giriş olsaydı Beylikdüzü’nde kesinlikle balık kokusu olmayacaktı.
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına Çağrı
Büyük gırgırcıların balık ağlarının ara gözleri çok sık olduğu için yavru balıklar bile tutunmaktadır. Balık ağlarının normal ölçülerinin 0,8 mm olması gerekirken, 0,5 mm’lik ağlar kullanılıyor. Balıkların bol olabilmesi için küçük balıkların tutulmayıp büyümesi ve yeni yavrular doğurması gerekiyor. Türkiye Su Ürünleri Kooperatifi ile Tarım ve Köy İşleri Bakanlığımızın geleceğimizi kurtarmak için derhal bu ağların kontrol edilip 0,8 mm’ye çıkartılması ve gerekirse bakanlık tarafından destek verilip 0,5 mm ağları yok ederek yerine 0,8 mm ağları dağıtmalı.
Nerede Bu Adalet?
Balıkçılığın sürdürülebilmesi için İstanbul genelinde denizlerimizde olan dolgu alanlarının bin metrelik kıyı kesiminin doğal yapıya kavuşturulması gerekiyor. Deniz kendi pisliğini kendi temizliyor. Türkiye’de ki denize akan dere yataklarımızın hiçbir şekilde doğal yapısını bozmamak şartıyla kum, çakıl ve mıcır gibi sahalara kiraya verilmesin, dere yataklarımız doğal kalsın. Biz hiçbir zaman doğal yapının bozulmasından yana taraf olmadık ve denizlere yapılan dolgulara da karşı değiliz. Devletimiz köyde lağımı dereye aktı diye köylüye, garibana ceza kesiyor ama dere yataklarını mıcır çıkarması için ocaklara kiraya veriyor ve milyonlarca pisliğin, makinenin mıcır kırığının ince tozunu dereye karıştırıyor. Nerede bu adalet?” dedi.