Mehmet ERDİL

Tarih: 04.11.2024 09:42

Kötülüğü Engellemeyen Siyasilerdir (1)

Facebook Twitter Linked-in

 

 Kötülüğü Engellemeyen Siyasilerdir (1)

Kötü insanların zararları çok, masrafları büyük!

Bu milletin sırtında yük,

Ve bedenlerinde ur durlar! 

Neden bu yük indirilmez ve Ur koparıp atılmaz!

Yurt genelinde 400 den fazla Cezaevleri binası ve müştemilatları kötüler için yapıldı!

 

İyiler için yapılmadı!

Yüz bin koruma memurları kötüler için istihdam ediliyor!

Kışın kaloriferleri yazın soğutucuları kötüler için çalışıyor, araçlar onlar için alınıyor yakıt yakıyor, trafik sigortaları ödeniyor, araç muayene paraları ödeniyor, aşçılar yemekhane çalıştırıyor vs..

 Devlet buna muazzam bir bütçe ayırıyor!

İyilere ayırmıyor!

 

Sonra;

 

Hakimler savcılar Mahkemeler kötüler için varlar!

Polis Jandarma onlar için gece gündüz 24 saat görevdeler!

Adamları yakalamak masraf!

Yargılamak masraf!

Hapse atmak masraf!

 Yani;

 

Devlet kötülere büyük harcamalar yapıyor!

Büyük yatırımlar yapıyor!

 

İyilere bir şey yok!

 

İyiler bundan razılar mı?

Değiller ama mecburlar!

Polis yakalamasa, hakim yargılamasa, Cezaevleri içeride tutmazlarsa iyilerin başlarına bela olurlar!

Zaten oluyorlar vede korkusuzlar!

 

Hasılı;

Dünyayı imar eden iyiler!

Yakan yıkan zarar veren masraflı olan kötüler!

 

İyilerin devlete bir kuruş masrafları yok!

 

Bilakis katkıları var!

Cami,

Okul,

Üniversite,

Sağlık ocağı vb.

 

Burada en önemli konu şu;

Devletin, kötülere uyguladığı Adalette sorun var!

Kanun yapıcılarda sorun var,

Uygulayıcılarda sorun var!

 

Nerede Rahmetli Recep Yazıcıoğlu gibi insanlar!

Çokları idare-i maslahat yapıyor!

Nemelazım diyor!

Salla başı al maaşı diyor!

Bu devleti ben mi kurtaracağım diyor!

 

Bu adalet nasıl bir adalet ise;

 

Kötüleri ıslah edemiyor!

Hak ettikleri cezaları vermiyor veremiyor!

kötülüklerinden alıkoyamıyor caydıramıyor!

Mağdurlara büyük hayal kırıklığı yaşatıyor!

Kamuoyunu yatıştırmıyor vs.

 

Biri çıksın alıkoyuyor caydırıyor desin, dişimi kırayım!

 Hadi, kötüyü cezaevine attın, niye orada eğitmiyorsun!

Kendi masrafları için olsun neden çalıştırmıyorsun!

Yan gelip yatmalarına müsaade ettiğinde, suça daha da bilenecek ve dışarda olmayan düşünme zamanını cezaevleri şartlarında vermiş olmuyor musun!

Buyurun bir misal;

Cani, sokak ortasında kadını darp ediyor veya öldürüyor!

Mahkeme bu adama sadece bu kadını darptan aldığı rapora göre misal 3 ay hapis veriyor! Öldürse de diyelim on sene veriyor!

Eyvallah tamam kimsenin itirazı olmaz! İsterse 10 gün versin! Öldürene de 5 sene versin ama,

 Asıl itiraz; 

 

Suçlu, bu fiilini işlerken aynı zamanda etrafına korku salıyor, etrafını hiçe sayıyor! Etrafa güvensizlik veriyor! Huzura balta vuruyor!

Yani, o olaya tanık olanları tedirgin ediyor, korkmalarına sebebiyet veriyor, kamuoyunu rahatsız ediyor, korku salıyor! çevreden çekinmeyerek çevrenin hukukuna tecavüz etmiş oluyor, akşam haberlerde duyanlar geriliyor kötü oluyor vs.!

Eğer Hakim, dolayısıyla oluşan bu suçu da düşünüp, darpcıya 5 yıl da bunun için verse adalet o zaman olur!

Öldürmeyi de ağırlaştırılmış müebbete çevirse bak asayiş nasıl sağlanıyor!

Her bir suçun iki yüzü var! Biri suçun kendi türü, ikincisi kamuyu etkilemesi! Bu ikinciye neden ceza yok! Sorun bu!

Veya maganda sokakta havaya silah sıkıyor, ölen yok yaralayan yok! ama

Silah atmaya isterse on gün ceza ver istersen affet, neden halkı tedirgin etmesinden korkutmasından germesinden kamu düzenine zarar vermesinden artı beş yıl hapisi basmıyorsun, eder beş yıl on gün ceza bak o zaman meydanı boş bulabilir mi!

Vatandaş, eğer sokakta caddede meydanda rahatlık ve güven içinde gezemiyor ise bunun sebebi, suçluların bu vatandaşların güvensizliklerine sebebiyet vermesi değil midir! Buna hakları var mıdır!

Her suça en alt cezayı ver hatta berat et ama, kamuoyunu etkileme cezasını

Artı olarak vermemezlik yapma, affetme, hem de en üst seviyeden ver! 

O zaman sokaklar meydanlar, hem gece hem gündüz güvenli olur!

Allah aşkına bu bu kadar zor mu!

Allahtan sonra en büyük güç devletin gücüdür, devlet bunu okullarındaki öğretmenleriyle, camideki imamlarıyla, muhtar ve azalarıyla, kaymakamlık çalışanlarıyla ve pek çok gönüllülerle istesin yapar!

Hülasa-i kelam;

Haber seyredemez olduk, çoluğumuzu çocuğumuzu tek başına gönderemez olduk, uyuşturucular, hapiste olmayan suçlular canlı bomba gibi içimizde geziyorlar, bütün bu asayişsizliğe sebebiyet veren iktidardan olsun muhalefetlerden olup bir araya gelip te etkili yasa çıkarmayan, tedbir almayan, asayiş ile dertlenmeyen, halkı sevmeyen, huzuru sağlayamayan beceriksiz ve şerefsiz siyasetçilerdir idarecilerdir görevinin hakkını vermeyenlerdir, denetlemeyenlerdir vesselam!

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —