AŞK;  LEYLA'DAN , MEVLA'YI BULMAKTIR

Şöyle der Mela Ahmet Ciziri:

"Mey nenoşî Şeyxê Sen'anê xelet

Ew neçû nêv Ermenîstanê xelet

Mislê Mûsa wî tecellaya te dî

Ê tu dî kanî xeta hanê xelet"

(San'an şeyhi mey içmedi yanlışlıkla

Ermenistan içlerine gitmedi yanlışlıkla

Tıpkı Musa gibi tecellini gördü senin

Gördüyse eğer seni gören, nerde hata nerde yanlışlık) 

Güzellik; Allah'ın, kullarını yöneltmek istediği asıl hedeftir. Bu hedefe doğru yolculuğa muhabbetini kılavuz yaparak, gaflet çöllerinde helak olmamaları adına meleki kuvveleri yardımcı kılmıştır.

Her gönül çağlayanı ona akar, ona yönelir. O olması gerekendır. Her canlı ona müptelâ ,her canlı ona tabidır. Ki o Allah'tır. Lehül Hüsn'dır.Yani güzelliğin orjinali,aslı,bizzat kendisi.

Görünen her güzellik, onun güzelliğini yansıtan birer aynadır. Mevlevi semazen'leri gibi dönen Kelebeğin, nuruna ermek için; narına yanıp tutuşması boşuna mıdır sanırsın?

İlahi güzelliğin çekici pırıltı'ları olamaz mı, onu o küçücük cismiyle yokluk içindeki ebedi var oluşa uğurlayan... Atılır çekincesiz alevlerin kollarına... Doyasıya tadına varır nura doğru yolculuğun hazzını ... Gitmek dileği'dır ışıklar diyarına...Onun için hedef belidir.

İman'ında suret-i vuslatın tüm cilveleri nakış nakış işlenmişse dert değil hicran ateşini alev alev yudumlamak...Yanarken titremesi duyduğu acıdan değil, bilakis; İlahi aşktan tevellud eden bir cezbe halidir...Mecnûna çölleri gezdiren Leyladır diyenler büyük bir yanılgı içindeler...Ne bilsinler, Leyla'nın; Mevla'ya açılan sadece bir kapı olduğunu...

O Hüsn-ü peyker'de açığa çıkan güzelliklerin asıl kaynağı, Allah'ın Cemil isminden Cemal ismi Arasındaki alışveriş'in nurani cilveleri'dir. Leyla bu güzellikleri yansıtan bir aynadır sadece..! Sabah -Akşam, terennümlerine kulaklarımızın aşina olduğu Bülbülün, asıl serenat ettiği Gülden öte bir Güle olduğu söylense ehl-i fikriyat'ın buna evet diyeceğini duyar gibiyim. Tüm güzellikler; bir güzelin güzelliğini işaret eder.Tıpkı zere'den küreye, her ışık,farklı kimlikler'de, söz birliği etmişçesine,Güneşe aidiyet arz etmeleri gibi... Kula düşen,bu güzelliklerin asıl kaynağına erişebilmek için, tesis edilecek bir bilincin oluşumuna katkı sunacak bir İstidad-i tefekkür' elde ede'bilmesidir. Bir nakışt'an nakkaş'ı bulmak nasıl mümkünse; Cemal'den Cemil'e erişmek te o denli mümkündür.