21.04.2025 14:16:00

Asrın Hasan Sabah'ı

Ne denilebilir ki başka; Sezar'ın hakk'ı Sezar'a (!) 

 

Yıllar önce şark hizmetinde iken, çalıştığım bürodaki masamın üzerinde her sabah olduğu gibi çeşitli yerlerden gelen epey evraklarla dolmuştu. Bu  rutin bir durumdu. Hepimiz, çeşitli birimlerden gelen evrakları titizlikle tasnif eder,  önümüzdeki büyük deftere konularını kısaca  yazar, sonra tek tek dolaşır , evrakları ilgili birimlere teslim ederdik... 

 

Oturup, masamın üzerinde evrakları inceleyip tasnif etmeye başladığım sırada,  kırmızı bültenle aranan bir kaç kişi arasında, birinin adı dikkatimi çekti. Bakınca bunun Fethullah Gülenle ilgili bir evrak olduğunu gördüm. 

 

 Çeşitli takma isimler altında, Kırmızı Bültenle aranıyordu... Çok gariptir ki; bu takma isimlerden bir tanesi, İran mitolojisinde önemli bir yer teşkil etmiş ,yarı Şeytan, yarı canavar, ve insan beyniniyle beslenen zalim bir  kıral olan Dahhak'a aitti. 

 

Kendi kendime, 

"Allah Allah" dedim . Dindar bir adam böyle yarı insan; yarı şeytan bir yaratığın adını neden  kullanır ki..? Garimsemiştim doğrusu... 

 

Yakın çevremde Fetullah Gülenci olduğunu bildiğim bir kaç kişiye bu takma isimle ilgili konuyu sorduğumda;  bunun gayet normal olduğunu, bunda herhangi bir sakınca görmediklerini söylediler. İçimde ;  bu mütedeyyin geçinen adamlara Ebû Cehil veya Deccal desem , neredeyse zil çalıp, oynayacaklar diye söylendim...

 

Peki kimdir bu Dahhak..? 

 

İran mitolojisinde ;  çok çirkin, ensesinde yılana benzeyen iki yarası olan, zalimlikte sınır tanımayan kötü bir hükümdar olarak tasvir edilir...Efsanelere göre, Şeytan'ın;  ensesinden öpmesiyle boynunun iki tarafında yılan kafasına benzer iki yara çıkıp, ona müthiş acılar verirmiş... 

 

Bir  vezirin tavsiyesi üzerine; hergün iki  genç öldürülüp, beyinleri iyileştirsin diye  bu yaraların üzerine sürülürmüş... Sonra bu gençlerin yerine; hergün gizlice iki hayvanı öldürüp beyinlerini yaraların üzerine sürmeye başlamışlar...Sağ kalan gençler ise, Demirci  Kava adında cesur bir demirci ustasının etrafında örgütlenip, yine onun öncülüğünde bir isyan çıkartarak, Dahhak'ı öldürülüp;  yerine Feridun adında adaletli bir Kralı başa getirmişler. Şimdi burada Fethullah Gülen'in; neden Kava gibi mert,cesur birinin adını değil de;  kötü olan Dahhak'ın adını seçmesi, garip değil mi ? Ayrıca 'Dahhak' anlam olarakta Arapça'da 'gülen'  demektir.

 

1966 yılında İzmir Kestanepazarı’nda Fethullah Gülen'in kurmuş olduğu örgütün, Sabatayistlerin cirit attığı bölgede olmasıda çok dikkat çekicidir... Ayrıca yabancı menşeli iki tarikatın Fethullah Gülen örgütüyle bir çok konuda benzerliği cidden üzerinde mütalaa edilmesi gereken bir durumdur. Birincisi Yahudi olduğunu gizleyen Papaz  Ecsriya adındaki papazın kurmuş olduğu Opus Dei Tarikatı; İkincisi, 

 1954 yılında Kuzey Kore'de Bir Budist olan rahip Sun Myung Moon tarafından kurulan, Moon tarikatıdır. Bu üç tarikatında tek ortak amaçları küresel Siyonizm olması, ve CİA tarafından organize edilmesidir. Yani bunlar için her yol Roma..!Amaçları Teokratik bir sistemi dünyaya hükümran kılabilmek... 

 

İsterseniz bu zatı biraz daha yakından tanımaya çalışalım. 

Asıl adı Fethullah değil; Fetullahtır. İran asıllı olduğu söylenir. Dedesi Bahai tarikatı mensubu olduğu ile ilgili çeşitli rivayetler dolaşmaktadır...Dedesi; dönemin Türk olan İran şahına suikast girişiminde bulunduğu sırada muvaffak olamayıp;  yakalanarak idam edildiğine dair halk arasında söylentiler de mevcuttur. Suikast sonrası Fetullah Gülen'in, sanırım anne tarafı , İran'dan kaçıp Erzurum Hınıs'a yerleşmiş...Babası  Van, Ercişlidir. Fetullah küçük yaşlarda Alvarlı Mehmet Efe'den Kur'an dersleri alsada ; yarıda bırakıp İzmir'e , halasının yanına gitmiş. Bir sürü gariplikler silsilesine, halasının Evi'nin Sebatay Sevi'nin yaşamış olduğu eve olan yakınlığıda eklenirse ,garipliklerin daha ileri boyutlara taşındığı gözardı edilemeyecek kadar önem arz eder . 

 

Dediklerine göre, daha küçükken Türkiye'de bazı ünlü Masonlar tarafından; yetiştirilmesi için, yine halasının evinin bulunduğu semteki bir evde Masonik faaliyetlerde bulunan İngilizlere teslim edildiği de söyleniyor...Tabi bu söylentiler gerçeği yansıtmıyorda olabilir. Tek gerçek olan , bu kişi hakkında çeşitli bilgilerin çeşitli ağızlardan halk'a varyant şeklinde lanse edilmesidir... 

 

Gülen'in ; yukarıda arz ettiğim iki tarikatın veya cemaat'in iki kurucusuyla Amerika'da sık sık bir araya gelip, müşavereler yaptıkları da bilinenler arasında...

 

Yüce Allah; ülkemizi bunlar gibi din maskesi altında karanlık faaliyetler yürütmeye çalışan münafıklardan korusun..! 


Mustafa KAPLAN

Kentsel Dönüşümün Aciliyeti Gözler Önünde
Deprem Korkuttu
İstanbul'da Deprem Sonrası Yalı Satışları Hızlandı
ABD’de 1915 İddialarına Karşı Türk Buluşması
İki Günlük Temaslar Verimli Geçti
Mevlevihane Bir Asır Sonra Hayat Buluyor
Özdemir ve Yusuf, Akgün’e Halkın Canı Oyuncak Değil...
Müdür Özyolcu’dan Vizyoner Dokunuşlar
Faiz Artışıyla Enflasyona Sıkı Fren
Kurtulmuş Vatikan Yolcusu
Başkan Sahada, Belediye Teyakkuzda
Tatbikat Yap, Hayatta Kal!
9 Yıllık İmar Hasreti Sona Eriyor
49 İlde DEAŞ Operasyonu
Bölge Tedirgin
İstanbul’da Bahar Bitiyor, Fırtına Geliyor
Türkiye-Türkmenistan Eğitimde El Ele
Erdoğan’dan Gazze’ye Kurban Bağışı
Gümrükte Rekor Servet Yakalandı
Yasa Dışı Bahis Çetelerine Darbe
Depremin Ardından İletişim Kesintileri TBMM Gündeminde

YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.