Bazen bir fotoğraftan ses gelmese bile biz sesler duyarız. Anılarımızın sesleridir. Gülüşmeler, kahkahalar, ağlamalar, kızgınlıklar ve daha pek çoğu… Garip. Sonra dalar gideriz o fotoğrafa. Yaşanmışlıklar aklımıza gelir. Belki bir gülüş, belki bir konuşma hatırlanır. Ya da bir daha göremeyeceğin dostların düşer aklına. Dakikalarca bakarsın o fotoğrafa, hiç sıkılmadan.
Belki de o fotoğraftaki anılar, yaşarken hatırlanmaya değer gelmemiştir. Fotoğrafa denk gelince fark etmişsindir, aslında hatırlanmaya değer olduklarını. İşte tam da bu yüzden, anılar fotoğrafın içinden bize seslenir.
Yukarıdaki fotoğraf benim için öyle. İlk bakışta bomboş bir otel lobisi… Ama benim için öyle değil. Ben orada gecenin ikisinde yapılan sohbetin kahkahalarını, voleybol maçının sonucunun konuşulmasını, diğer gruplara atılan takılma seslerini duyuyorum. Ben orada belki de bir daha bir araya gelemeyecek arkadaş grubunu görüyorum. Garip, yaşarken hiç de anlamamıştım hatırlanmaya değer olacağını. Şimdi fotoğrafa bakınca anlıyorum.
İşte bu yüzden hayata değer verelim. Unutmayın, her yaşanmışlık hatırlanmaya değerdir. Kötü olsa bile, çünkü onda da çıkarılacak dersler vardır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.