Bİ DÜŞÜN…
Elektrik faturası hiç gelmiyor, çünkü devlet vatandaşına elektriği bedava veriyor.
Kredi faizi ödemiyorsun, çünkü tüm bankalar devlete ait olduğu için faiz hep %0.
Tüm yeni evlenen gençlere evlerini ve tüm ev eşyalarını veriyor.
Tüm eğitim ve sağlık hizmetleri ücretsiz, ilaçlar bedelsiz karşılanıyor.
Hatta eğer ülkende tedavi imkânın yoksa, tedavi için başka ülkeye gittiğinde sana konuklama ve yol için devletin harcırah sağlıyor.
Üniversiteden mezun olduktan sonra iş bulana kadar devlet sana maaşını ödüyor.
Çiftçilik yapmak isteyenlere tüm ekipman, gübre, tohum ve büyükbaş hayvanlar ücretsiz veriliyor.
Eğer araç alacak olursan, aldığın aracın %50’sini devlet sana geri ödüyor.
Devletinin 1 kuruş dış borcu yok. Ülke rezervleri 15 milyar doların altına hiç düşmüyor.
Yeni doğum yapan her anneye bakım masraflarını karşılamak için 5 bin dolar ödeniyor.
Ülke gelirlerinden elde edilen kar direkt vatandaşların hesaplarına bağlı olduğu için her vatandaş anlık kazanç sağlıyor gibi daha onlarca madde sıralayabilirim size.
“Nerden çıktı şimdi bunlar?” diye soracak olursanız, bana da size olduğu gibi yıllardır halkına zulmeden bir diktatör olarak anlatılan bir devlet başkanını araştırdığımda çıktı karşıma.
İsmini vermeden anlattığım bu devlet adamının düşüncelerini ya da davranışlarını asla tasvip etmiyorum tabi ki ama şimdi soruyorum kendi kendime eğer “diktatörlük“ bu kadar ileri seviyedeyse “demokrasinin“ çok daha ileri seviyedeyken bize sosyal eşitliği sağlaması gerekmiyor muydu?
Belki de sorun yine bizde.
Demokratik ülkemizde doğru liderleri ve yöneticileri bulup seçmeyi beceremiyoruz her seferinde…
Onur ERDOĞAN
14/10/2023
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.