Bir Büyük Dirilişin Adı Türkiye…
Türkiye, Bir Büyük Dirilişin Adı: Recep Tayyip Erdoğan Döneminin Tarihsel Yolculuğu
Son 23 yıl, Türkiye’nin sadece siyasi değil, tarihsel akışını da değiştiren bir dönüm noktası oldu. Bu süreçte ülkemiz, başka güçlerin oyun alanı olmaktan çıkarak kendi rotasını çizen bağımsız bir iradeye kavuştu. Bu büyük değişimin mimarı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Bir zamanlar kendi ordusu için silah bile üretemeyen bir Türkiye vardı. Bugün, savunma sanayisinde insansız hava araçlarında dünya pazarının yüzde 65’ine sahip, harp teknolojisinde çığır açan, kendi savaş uçağını, SİHA’sını, füzesini, tankını üreten bir Türkiye var. Bu sadece bir teknolojik gelişme değildir; bu, bir milletin öz güvenini yeniden kazanmasıdır.
Bugün Türkiye, bölgesinde ve dünyada sözü dinlenen, kararlılığıyla denge unsuru hâline gelen bir ülkedir. Suriye'nin, Irak'ın, İran'ın yaşadığı istikrarsızlıkları yaşamadan dimdik ayakta durmamızın arkasında yatan gerçek; milletin iradesine, bağımsızlığa ve medeniyet kodlarına sarılan bir liderlikle mümkün olmuştur. 15 Temmuz gecesi, milletin karşısına tanklarla çıkanlara karşı aziz milletimizin yanında dimdik duran Erdoğan, sadece bir darbeyi değil, Türkiye’ye vurulmak istenen zincirleri de kırmıştır.
Bugün küresel senaryoların yazıldığı coğrafyada Türkiye, kimseye yaslanmadan, kendi pozisyonunu kurmuş, kendi eksenini oluşturmuştur. Batı bloğunun artık doymayan sömürge iştahına boyun eğmeden, ne Doğu'ya ne Batı’ya teslim olan bir anlayışla, millî ve yerli duruşunu koruyan bir Türkiye var.
Bu tablo, bazı odakların huzurunu kaçırıyor elbette. Dün Türkiye’yi kolay lokma görenler, bugün karşılarında savunma sanayisiyle, bölgesel etkinliğiyle, kararlı liderliğiyle bir kale buluyor. İsrail dahil bazı aktörlerin Türkiye’ye karşı yaklaşımındaki öfkenin siyasi değil, tarihsel bir arka planı var. Ve bunu en iyi bilen, aslında bu bölgedeki gerçek dengeyi sağlayan Erdoğan liderliğindeki Türkiye’dir.
O nedenle mesele artık sadece bir siyasi tercih değil; bir istiklal ve istikbal meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 85 milyon vatandaşı için güçlü ve bağımsız bir gelecek istiyorsak, bu dirayetli liderliğe olan ihtiyaç bir tercihten.