14.05.2025 09:08:00

Bizans Ordusunda Müslüman Olan Komutan George

Allahü Teâlâ insanoğlunu sadece kendisine kulluk yapması için yaratmıştır. İnsanoğlu da kendisini yaratan Rabbine kendisinden başka bir varlığa tapmayacağını sadece Allah’a kulluk yapacağı sözünü vermiştir. Ancak her ne hikmetse insanoğlu zaman zaman bu sözünü tutmamış putlara, heykellere, başka makamlara kulluk etmeye başlamıştır. İşte böylesi durumlarda Rabbimiz insanoğlunu uyarmak, Allah’a karşı en güzel şekilde kulluğun nasıl yapılacağını göstermek, hayatın düzeni ve intizamını öğretmek için peygamberler göndermiştir. Allah’ın gönderdiği son peygamber ümmeti olmakla şeref duyduğumuz bizim peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’tir. Çektiği bütün meşakkat ve işkencelere karşı görevini layıkıyla yerine getirmiş olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.), İslam’ın payidar olması ve insanlığın kurtulması için, milâdi 7. yüzyılın iki emperyalist süper gücü olan Bizans ve İran İmparatorluklarının çökmesi gerektiğine işaret etmiş ve daha hayatta iken, buralara savaş açmıştır. O zamanın Bizans ve İran’ı, bugünün Rusya ve Amerika'sı, Avrupa'sı ve Çin'i.

Halife Hz. Ebubekir’in talimatıyla Bizans üzerine Halid b. Velid komutasındaki İslam askerleri gönderilir. Halid b. Velid öyle bir mücadele gösterir ki Bizans köyleri, kasabaları, şehirleri, teker teker İslâm Devleti'nin egemenliğine girer. Böylece Resulullah (s.a.v)'in duası gerçekleşmiş Bizans, her gün biraz daha küçülme yoluna girmişti.

Bizans ile Halid b. Velid’in komutasındaki İslam orduları savaşın en çetin anında karşı karşıya gelmişlerdi. Her iki tarafın ordu komutanları, ordularını savaş düzenine sokuyor, son taktiklerini veriyorlardı. Her iki ordu bu şekilde karşı karşıya gelince, Bizans ordu komutanı George ordusunun saflarından ayrılarak, her iki ordu arasında durdu ve İslam ordu komutanı Halid b. Velid'i yanına çağırdı. Halid b. Velid, yerine Ebû Ubeyde İbnu'l-Cerrâh'ı bırakarak, atını Georgeye doğru sürdü. Her iki komutan birbirlerine o kadar yaklaştılar ki, atlarının boyunları birbirine değiyordu. İki davanın, ideolojinin, dünya görüşünün temsilcileri karşı karşıya gelmişlerdi: Bir yanda İslam, öbür tarafta şirk ve küfür.

Her iki komutan birbirlerine aman verip konuşmaya başladılar. George şöyle dedi:

- Ya Halid, bana doğruyu söyle ve yalan söyleme! Çünkü hür olan yalan söylemez. Bana oyun oynamaya da kalkma, çünkü asil olanlar, Allah rızası için konuşmak isteyene oyun yapmazlar. Allah'ın sizin Peygamber'e gökten bir kılıç indirdiği ve Peygamber'in de onu sana verdiği ve o kılıcı üzerlerine çekip savaştığın her kavmi mağlup ettiğin doğru mudur? Halid b. Velid:

- Hayır! dedi. George tekrar sordu:

O halde, niçin Seyfullah (Allah'ın Kılıcı) diye adlandırıldın? Halid b. Velid bu soruya şu cevabı verir:

- Allahü Teâlâ bize Peygamberini gönderdi. O bizi İslam'a davet etti. Biz ise, ondan nefret edip, ondan uzaklaştık. Sonra bir kısmımız ona inanıp, tabi oldu, bir kısmımız da onu yalanlayıp ondan uzaklaştı. Ben, onu yalanlayıp, ondan uzaklaşan ve onunla savaşanlar arasındaydım. Daha sonra Allah kalplerimize hidayet verdi ve ona inandık ve tabi olduk. O zaman bana, "Sen, Allah'a başka güçleri ortak koşanlar -yâni O'na inandıklarını söyledikleri halde O'nun kanunlarına değil, kendi yaptıkları kanunlara tabi olanlar- üzerine çekilmiş olan Allah kılıçlarından bir kılıçsın!" dedi ve muvaffak olmam için bana dua etti. Böylece bana "Seyfullah" dendi. Ve ben, Allah'ın yanında başka güçler tanıyan, onlara tabi olanlara karşı en şiddetli savaşan Müslümanlardan biriyim. George:

- Doğru söylüyorsun, dedi ve devam etti:

- Ya Halid, beni neye davet ediyorsun? Halid b. Velid şöyle dedi:

- Allah dışında, itaat edilecek hiçbir ilâh, yani güç, yani put, yani makam, yani kişi tanımadığına; Hz. Muhammed’in, O'nun hem kulu hem de Peygamberi olduğuna inanmak ve bunu herkese karşı açıkça ilân edip şehadet etmek; Peygamber vasıtasıyla Allah'tan gelen kanunları ikrar edip uymak! George şöyle sordu:

- Peki bu dediklerini kabul etmeyenlere ne yaparsınız? Halid b. Velid şu cevabı verdi:

- Teslim olurlarsa, onlardan cizye alır, inançlarına karışmayız ve İslam Devletine tabi olurlar. George devam etti:

- Cizye vermezlerse? Halid b. Velid şöyle dedi:

- Onlara savaş açacağımızı söyler ve onlarla savaşırız! George tekrar sordu:

- Bugün dininizi kabul edip size katılanların Allah katında mevkisi ne olur? Halid b. Velid şu cevabı verdi:

- Allah'ın bize farz kıldığı gibi, mevkisi bizimkiyle aynı olur. Güçlü olanımız, zayıf olanımız; önce Müslüman olanımız, sonra Müslüman olanımız, hepimizin mevkisi birdir. George yine sordu:

- Ya Halid, bugün sizin dininize girenin sevabı ile sizinki aynıdır, demek mi istiyorsun? Halid b. Velid:

- Evet, hatta bizden de üstündür! George:

- Nasıl sizinle bir olur ki, siz ondan önce Müslüman oldunuz? Halid b. Velid:

- Biz bu dine girip, Peygamberimiz (s.a.v.)'e biat ettiğimizde, o aramızda yaşıyordu. Ona Allah'tan haberler geliyor, o da bize tebliğ ediyordu. Bize öyle deliller gösteriyordu ki, bizim gördüklerimizi görenlerin, duyduklarımızı duyanların Müslüman olup, biat etmeleri tabii bir şeydi. Size gelince; siz bizim gördüklerimizi görmediniz, duyduklarımızı duymadınız ve onda müşahede ettiğimiz harikalara şahit olmadınız. Onun için, aranızdan, kim samimi bir niyet ve ihlâsla dinimize girse, o bizden üstün olur! George şöyle dedi:

- Billâhi bana doğru söyledin, yalan söylemedin ve beni kendi fikrine çekmek için bir şey söylemedin. Halid b. Velid:

- Billâhi sana doğru söyledim. Benim ne senden ve ne de sizden olan hiçbir kimseden korkum yok! Sana söylediklerimin doğru olduğuna da Allah kefildir.

Bunun üzerine George, "doğru söyledin" dedikten sonra, kalkanını ters çevirdi ve Halid b. Velid'e yaklaşarak, "bana İslam'ı öğret" dedi.

Halid b. Velid, George'yi karargâhına götürerek, üzerine bir tulum su döküp guslettirdi. Daha sonra da iki rekât namaz kıldı.

George'nin Müslümanlar tarafına geçmesini hücum sanan Bizans askerleri saldırıya geçti ve savaş başladı. George Müslüman olmuş, Halid b. Velid'in yanında, biraz önce komutanı olduğu Bizans ordusuna karşı savaşıyordu. Savaş akşama kadar sürdü ve İslam ordusunun zaferiyle son buldu. Savaş meydanında binlerce ölü ve şehit vardı. Müslüman şehitleri arasında, bir tanesi vardı ki, farklıydı öbürlerinden. Hz. Peygamber'i hiç görmemiş, Kur'an-ı Kerim’i hiç duymamıştı o. Hatta öyle ki zekât nedir bilmiyor, Hac 'dan habersiz, hiç oruç tutmamış ve namaz kılmamıştı.  Kıldığı tek namaz İslam’a girdiğinde Halid b. Velid’den görerek onu taklit ederek kıldığı iki rekât namaz. İşte bu farklı şehidin adı Bizans’ın komutanı iken yeni Müslüman olmuş George idi. İsmini bile değiştirme fırsatı bulamayan George’nin bildiği tek şey vardı o da kendisini Allah’ın davasına feda etmek.

Buram buram şehadet kokuyordu George. Cennet görevlileri onu cennette ağırlamak için yarışıyorlardı âdeta. Allah'ın kılıcı Halid b. Velid, Müslüman oluşu henüz bir günü doldurmamış olan bu şehide gıpta ile bakıyordu. Allah'ın hikmet ve kudreti karşısında, sevinç ve şükür gözyaşları döküyordu. George, "kâlü belâ"dan beri, Allah davası için şehit olmuş, en güzel insanlar arasına giriyordu. Ne mutlu ona ve onun gibi olanlara!

 

 

 


Önder GÜZELARSLAN

“İmamoğlu’nu Mahkûm Edemezsiniz!”
Terörsüz Türkiye’ye Doğru Yeni Bir Sayfa
Erdoğan’dan Çiftçilere Destek Sözü
Engelsiz Yaşam Başladı
Kalbi Kırılsa da Vicdanının Sesini Dinliyor
Glütensiz Yaşam Başladı
Ev Kadınlarına Emeklilik Müjdesi
Evlilik Yolunda İlk Adımı Atıldı
Suriye’ye Elektrik İhracatı 3 Katına Çıkıyor
Kilo Sorununu Çözmek İçin Yeni Adımlar Geliyor
23 Yıllık Mücadele Meyvesini Verdi
Türkiye'de "Terörsüz" Bir Gelecek İçin Büyük Adımlar Atılıyor
Erdoğan’dan Kritik Dörtlü Görüşme
Geylan’dan Devlet Bahçeli’ye Ziyaret
Anlamlı Doğum Günü Kutlaması
Öğretmen Servisleri Çarpıştı: 28 Yaralı
HABER / NEZİR KARAYÜN / ADOM AJANS -
Ford İşçileri Almanya’da Grevde
Birçok İlde Hissedildi
Personele Eğitim Atağı
Minik Yetenekler Sahaya Çıkıyor

YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.