Bugün 12 Eylül 2019…
12 Eylül askeri darbesinin üzerinden tam 39 yıl geçti…
Kapitalist dünya kendine muhalif sosyalist dünyayı meydana getirdi. Sosyalistler sürüler halinde insanları peşinden sürüklerken aslında kimse umurlarında değildi. Sadece onlara kobay lazımdı ve tüm insanlık hizmetlerindeydi...
Böyle bir dünyadan nasibini alan ülkemiz önce darbeye hazır hale getirtildi akabinde darbe kaçınılmaz denilerek darbeyle yüzleştirildi.
12 Eylül darbesi hafızalardan silinmeyecek bir vahşet ve dehşetin ta kendisiydi ülkemiz için…
Bir daha yaşanmayacak bir mevsimin en güzel çağında mahvedilen gençliklerin sessiz çığlığı oldu 12 Eylül…
Sessiz çünkü sesleri duyan hiç kimse yoktu. Darbeciler ülkeyi ele geçirir geçirmez daha önce başka bir darbeden kalma anayasayı rafa kaldırdılar. Artık ana da onlardı yasa da onlar… Ve onlar kim mi?
Asla yargılanmayacak kişilerdi. İsimlerine Milli Güvenlik Konseyi demişlerdi…
Şimdi isterseniz 12 Eylülün sonuçlarını insani olarak rakamlara dökelim… Maddi olarak tahminlerin ötesinde bir hesap ha birde bu Milli Güvenlik konseyi üyeleri sadece zulmetmediler. Bir insan evladının alabileceği en yüksek maaşları almakla kalmadılar. Belki hala boğaza nazır bir çok yalının yada Florya’da, yeşilköyde yada bilmem memleketin hangi güzel köşesinde torunlarına bıraktıkları neler var neler…
Neyse onların kokuşmuş vicdanlarını bir kenara bırakalım da; şimdi rakamlarla bir dokunuş yapalım bu vahşete…
Yaklaşık olarak 650 000 kişi gözaltına alındı.
1 milyon 683 bin kişi fişlendi…
210 bin dava görüldü
Bu davalarda toplam 230 bin kişi yargılandı…
Bunlardan 7 bin kişi idamla yargılandı ve 517 kişiye idam cezası verildi… 50 kişi idam edildi…
14 bin kişi vatandaşlıktan, 30 bin kişi işten çıkartıldı…
30 bin kişi yurt dışına doğrudan yada dolaylı olarak kaçmak zorunda kaldı.
İşkencelerin haddi vardı hesabı yoktu. Öyle ki resmi olarak 171 kişi işkenceden öldü, 300 kişi kuşkulu ölüm diye yazıldı…
4 bin memurun görevine son verildi.
300 kişi cezaevinde işkence yada farklı şekilde öldü.
Yaklaşık 300 kişi açlık grevinden, doğal ölümden, kaçarken yada öldürüldü…
12 Eylülün bu ülkeye tek iyi tarafı Rahmetli 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın bu ülkeye önce başbakan akabinde cumhurbaşkanı olmasıydı. Zira Özal’a pek şans vermedikleri için tehdit olarak algılamadılar ve Özal bu ülkenin istikrar anlamında ilk siyasi başarılarını sıraları…
Şimdi gelinen noktada, darbecilerin üniformaları değişti ama suret ve siretleri hala aynı. 28 Şubat akabinde 27 Nisan e muhtıra ve en önemlisi 15 Temmuz askeri kalkışma…
Bu ülke dünyanın en zor ve en güzel toprak parçası… ondan olsa gerek ne onlar vazgeçecek ne de bu necip millet onlara yol verecek..
12 Eylülün yıl dönümünde darbeyi ve darbecileri kınarken, özellikle darbede şehit olan vatandaşlarımıza Yüce Allah’tan rahmet dilerken bir daha memleketimizde böyle vahşetlerin olamamasını temenni ediyorum...
Sevgi ve saygı ile
Mir Mehmet ÖZTÜRK
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.