Şimdi sizlere yazacaklarımı dikkatle okumanızı istiyorum. Hani bir atasözümüz vardır, "kaynayan kazan kapak tutmaz." Cumhuriyet Halk Partisi kaynamıyor, adeta fokurduyor. Hırsızlık, yolsuzluk, işleri şaibeli kurultay davası derken şimdi de Cumhuriyet Halk Partisi'nde istifalar başlamıştır. Partiden kopmaların başladığını görüyoruz. En son Aydın belediye başkanı AK Parti'ye katılmıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi genel başkan sorunu yaşıyor. Özgür Özel partiyi kumanda edemiyor. Çünkü kendisi uzaktan kumandalı durumuna düşürüldü. İpler şimdilik İmamoğlu'nun elinde, o nereye çekiyorsa oraya gitmek mecburiyetinde kalıyor. Özgür Özel rüştünü bir türlü ispatlayamadı. İmamoğlu Silivri'deki koğuşundan düğmesine basıyor, o da ona göre bağırıyor, zıplıyor, çıldırmış pozlarına giriyor. Hapse girecek şekilde ağza alınmayacak sözler sarf ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi için bu durum böyle devam edemez. Sağlıksız koca partiyi tek kişinin ikbal hesaplarına rehin vermek caiz değildir. Sonra muhalefet adı altında tek adam rejimi masallarını gündeme getiriyorlar. Şimdi de kurultaya hazırlık için yeni delege seçmenleri partiye kaydediliyor. Kan gövdeyi götürüyor. Hani bir atasözü var; "yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal" misali, bu gidişle Cumhuriyet Halk Partisi'nin normale dönmesi asla mümkün gözükmüyor. En güzeli, Cumhuriyet Halk Partililer arasında başlayan ve devam eden hesaplaşmanın sonucunu beklemek gerekiyordur.
Bizim köylerde "kazana fare düştü mü o kazan kırklanmalıdır" derler, bol sabunlu suyla yıkamak gerek ki temizlensin. Hani diyorlar ya, satılmış kalemşörler, "CHP açık ara öndedir." Bu partinin kendisine faydası yok ki iktidarı istesin. Altın tepsiyle sunulsa bile bunlar kabul etmez, bunlara bu durumda ülke teslim edilemez.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.