Cumhuriyet Halk Partisi, tarihî bir dönemeçte. Bir yanda hukuki süreçlerle sarsılan kurultay meşruiyeti, diğer yanda parti içi hesaplaşmaların gölgesinde şekillenen liderlik mücadelesi var. İstanbul İl Kongresi’nin iptali ve Gürsel Tekin’in kayyum olarak atanması sadece yerel bir kriz değil; CHP’nin genel başkanlık koltuğunu da tehdit eden bir gelişme. Gözler şimdi 15 Eylül’deki ana davada. Eğer mahkeme “mutlak butlan” (hükmü olmama durumu) kararı verirse, Özgür Özel’in genel başkanlığı hukuken geçersiz sayılabilir ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun geri dönüşü kaçınılmaz hale gelir.
Kılıçdaroğlu cephesinden gelen sinyaller net: Göreve dönerse bu bir “devam” değil, bir “temizlik” süreci olacak. Kulislerde dolaşan bilgilere göre Kılıçdaroğlu’nun elinde hazır bir ihraç listesi var. “Arkadan hançerleyenleri affetmem” diyerek, parti içindeki muhalifleri tasfiye etmeye hazırlanıyor. Bu sadece bir lider değişimi değil; CHP’nin ideolojik ve yapısal olarak yeniden şekillendirilmesi anlamına geliyor.
Ancak bu dönüş beraberinde büyük bir bölünme riskini de taşıyor. Özgür Özel ve destekçileri bu sürece direnebilir. Hatta yeni bir siyasi oluşumla TBMM’de grup kurmaları ihtimal dahilinde. Ekrem İmamoğlu’nun ise zaman kaybetmeye tahammülü yok. Yargı süreci, siyasi yasak tehdidi ve kamuoyu baskısı nedeniyle parti içi mücadeleye uzun süreli yatırım yapması beklenmiyor.
Bugün CHP’nin varlık sebebi sorgulanıyor. Parti, halkın sesi olmaktan uzaklaşıp bir şahıs partisine dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya. Ekrem İmamoğlu’nun gölgesi partinin üzerine çökmüş durumda. Para gücüyle dizayn edilen bir yapı, ideolojik temelleri sarsıyor. İmamoğlu’nun geçmişi, CHP’nin geleneksel çizgisiyle örtüşmüyor. ANAP ve DYP anlayışından devşirilmiş bir isim olarak, geçmişte FETÖ’nün yayın organlarında yorumculuk yapmış olması, parti tabanında ciddi rahatsızlık yaratıyor.
CHP seçmeni bu gölgeyi daha fazla taşımak istemiyor. Her operasyon “kumpas”, her belge “düzmece” denilerek gerçekler örtülemez. Kitleler artık yönlendirilemiyor. Deniz bitti. CHP gemisi sadece kıyıya yanaşmadı, kayaya tosladı. Su alan bu yapı ya tamir edilecek ya da yeni bir rota çizilecek. Aksi takdirde, Cumhuriyet Halk Partisi tarihî bir çöküşle karşı karşıya kalabilir.
Eğer Kılıçdaroğlu geri döner ve tasfiye süreci başlarsa, Özgür Özel ve ekibi CHP’den ayrılabilir. Bu ayrılık, Türkiye siyasetinde yeni bir merkez sol oluşumun doğmasına neden olabilir. İmamoğlu’nun liderliğinde şekillenecek bu yapı, CHP’nin mevcut çizgisinden farklı bir rota izleyebilir. Ancak bu süreç sadece CHP’yi değil, muhalefetin bütün dengelerini altüst edebilir.
CHP’nin önünde iki yol var: Ya gölgelerden arınarak yeniden halkın partisi olacak, ya da iç hesaplaşmalarla bölünerek tarihî bir kırılma yaşayacak. Bu karar sadece bir mahkeme hükmüyle değil, parti tabanının iradesiyle şekillenecek. Size daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi EKİM partisi hazır. 15’inde bu parti kurulacak. Ekrem İmamoğlu’nun adından esinlenerek EKİM adını vermişler.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
