Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye siyasetinde artık bir çözüm değil, bir sorun haline gelmiştir. Parti içindeki iktidar mücadelesi, şaibeli ilişkiler, liderlik boşluğu ve ideolojik tutarsızlıklar, CHP’yi yalnızca kendi tabanında değil, tüm kamuoyunda güvenilmez bir yapı haline getirmiştir.
CHP’deki sözde değişim çağrıları, aslında koltuk savaşlarının makyajlanmış halidir. Bir grup, partiyi “hırsızlardan temizleme” iddiasıyla ortaya çıkarken; diğer grup ise eleştiren herkesi hain ilan ederek statükoyu korumaya çalışıyor. Bu ikilem, mahkeme süreçlerine kadar taşınmış durumda. Şaibe davalarının Ekim 2025’e ertelenmesi, mevcut yönetimin zaman kazanma stratejisi olarak okunabilir. Bu erteleme, yalnızca adaletin değil, siyasetin de geciktirilmesidir.
CHP’nin liderlik sorunu artık bir kriz boyutuna ulaşmıştır. Özgür Özel, liderlik iddiasını ortaya koymak yerine, Silivri Cezaevi’ndeki Ekrem İmamoğlu’nun gölgesinde minder olmayı tercih etmiştir. Parti, cezaevi koğuşlarından yönetilen bir yapıya dönüşmüştür. Bu durum, demokratik siyasetin doğasına aykırı, anormal ve sürdürülemezdir.
Bugün CHP seçmeni, partisine ideolojik bağlılıktan değil, alternatifsizlikten dolayı oy vermektedir. Parti içindeki hesaplaşmalar, seçmeni sandıktan uzaklaştırmakta; kamuoyu araştırmaları ise CHP’nin muhalefet stratejisini yetersiz bulduğunu açıkça göstermektedir.
CHP’nin tarihsel sicili de temiz değildir. Her 10 yılda bir darbe zemini hazırlayan, hükümetlere muhtıra verdiren, partileri kapattıran, milletvekili borsaları kurduran bir yapıdan söz ediyoruz. Atatürk’ün ismini kullanarak halkın iradesine karşı vesayetçi politikalar yürüten bir partinin bugün hala milli olduğunu iddia etmesi, tarihsel gerçeklerle çelişmektedir.
Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, CHP’nin temsil ettiği eski düzen değil; temiz geçmişe sahip, şeffaf, hesap verebilir, halkın sorunlarına çözüm üretebilen, iktidar alternatifi olabilecek bir muhalefet yapısıdır. CHP bu vasıfları taşımadığı gibi, kendi içindeki kavgalarla bu ihtimali daha da uzaklaştırmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi, artık bir hesaplaşma sürecine değil, bir dağılma sürecine girmiştir. Parti içindeki çatışmalar, ideolojik değil, kişisel çıkarlar üzerine kuruludur. Dış müdahale algısı, doğal akışı bozmaktadır.
Milli menfaatlere ortak olmayan, sadece muhalefet etmek için muhalefet eden bir yapı Türkiye’ye zarar vermektedir. Yeni dönemde bu partiye yer yoktur. CHP kendi kendini tüketmektedir. Bu süreç ya köklü bir tasfiye ile sonuçlanacak ya da tarihsel bir kapanışla noktalanacaktır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.