DEĞERSİZ GENÇLER SINAVI
ÖSYM(Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi) tarafından yapılan, meslek yüksekokulları ile açıköğretim önlisans programından mezun olan öğrencilerin lisans programlarına geçiş sınavıolarak bilinen ve dikey geçiş sınavı diye adlandırılan bir sınav.
Peki neden o zaman değersiz gençler sınavı diye adlandırdım diye soracak olursanız.
Bu sınava her yıl yüzbinlerce öğrenci giriyor. 2018 yılında sınava giren öğrenci sayısı yaklaşık 400 bin.
Bu öğrenciler; ortaöğretimde yeterli altyapıya sahip olamadıkları için YKS(Yükseköğretim Kurumları Sınavı)’de 4 yıllık lisans programına yerleşemeyen, 2 yıllık ön lisans eğitimini bitirip, 4 yıllık lisans mezunu olmak için emek harcayan çaba gösteren öğrenciler
Bu öğrencilerin alt yapısının zayıf olduğu hepimizin malumudur. Bu sebeple; bu öğrenciler DGS ile lisans programına yerleştiğinde, eğitim-öğretim yılının hemen başında derslerine devam edebilmeli ve konu eksiğini gidermelidir.
Fakat Sınava giren aday sayısı bu kadar fazla iken, ÖSYM, DGS sınavını Temmuzda yapıp, sınav sonucunu Ağustosta açıklayıp, tercih sonuçlarını eylül sonuna bırakmaktadır.
Üniversite kaydı, şehre yerleşme, daha önce aldığı derslerin eşdeğerliklerinin belirlenmesi, muaf olduğu derslerin sisteme girilmesi, ders kaydının yapılması derken DGS öğrencilerinin üniversite başlama süreci Kasım hatta Aralık ayını bulmaktadır.
Bazı üniversitelerde bu öğrenciler, ancak vize sınavınayetişebilmekte, bazı üniversitelerde ise vize sınavlarına bile yetişmesi mümkün olmamaktadır. Bu durumlar zaten altyapısı zayıf olan öğrencinin daha da zorlanmasına, sınavlarından kötü sonuçlar almasına, dönem not ortalamasının düşmesine ve öğrencinin sonraki dönemlerdeki bazı dersleri bu başarısızlık nedeniyle alamamasına bile neden olmaktadır.
DGS ile kazanan öğrenciyi; YKS ile lisans programını kazanamadığı için önyargıyla yaklaşarak baştan yetersiz gören öğretim üyeleri, üstüne birde - geç başladığı için - ders notlarının düşük olması eklenince, öğretim üyesinin gözünde öğrenci tembel konumuna düşmekte ve böylece öğrencinin değeri daha da fazla azalmaktadır.
Olaylara bir de madalyonun diğer tarafından bakacak olursak, zaten altyapısı zayıf olan DGS ile kazanan lisans öğrencisi, diğer öğrencilere göre bölüme geç başladığı için altyapısı zayıf olmakta, sınıfın başarısını azaltmakta, dersi istemsiz olarak yavaşlatmakta ve öğretim üyesi için tabiri caizse derste ağırlık oluşturmaktadır.
Eğer DGS ile öğrenci alımı tamamen kaldırılırsa, bu önlisans okuyan öğrencilerin lisans programına geçemeyeceği anlamına gelir. Bu durumda öğrencinin önlisans okurken şevkini engeller ve eğitim sistemimizin başarısının azalmasına neden olur.
ÖSYM’nin sınav yükünün çok fazla olduğunu biliyoruz.Fakat; yine de tüm bu olumsuzlukların çözümü aslında zor değil.
ÖSYM, gerekirse sınav tarihini öne çekerek veya sonuçların, tercihlerin, yerleştirmelerin vb. işlemlerin açıklanma sürelerini kısaltarak öğrencilerin eğitim öğretim döneminin başında eğitime yetişmelerini sağlayabilir ve böylece tüm bu sorunların çözümünü üretebilir.
İki yıllık ön lisans diplomasıyla yetinmeyip, lisans diplomasıyla kişisel tecrübesini ve kariyerini değerli kılmaya çalışan gençlerimizin sınavlarının da Değerlenen Gençler Sınavı olması dileklerimle…
İnş. Yük. Müh. Hakan BİLİCİ
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Mühendislik Mimarlık Fakültesi
İnşaat Mühendisliği Bölümü
Araştırma Görevlisi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.