Mehmet ERDİL

Tarih: 28.10.2024 09:50

DELİ MÜFTÜ!

Facebook Twitter Linked-in

DELİ MÜFTÜ!

Hangi deli müftü bunu akıl ettiyse etmiş!
 

Bir kez gönül yıktın ise,

Bu kıldığın namaz değil,

Yetmiş iki millet dahi,

Elin yüzün yumaz değil.

 

Tüm ilçe camilerinin girişinde aynı yazıyı asmış!

Yunus’un bu şiirini bir cami girişinde bende okudum!

 

Ah keşke bizleri hep deliler yönetse demiştim!

Böyle delilere can kurban!

 

Çıktığımda tekrar okudum…

 

Büyükçe bir levhaya yazılıp herkesin göreceği yere değil adeta gözlerine sokarcasına göz hizasına asılan bu yazı herkeste iyi duygular uyandırıyordu.

 

Cemaat şaşkınlık içinde birbirlerine soruyorlardı!

 

Cemaat, levhanın karşısında bir müddet donup kalıyor sonra yavaş adımlarla içeri giriyor çıkışta dahi tekrar okuyor arkasına baka baka uzaklaşıyordu!

 

Anlaşılan derin muhasebe içine giriyorlardı!

 

Gönlü yıkılmayan!

Veya bir gönül yıkmayan kimse var mıydı!

 

Acaba insanlar her camiye girişte bu hatırlatmayla gönlünü yıktıkları insanları düşünüp onlarla helalleşme yoluna gidebilecek miydi!

 

Veya bu levhanın kaldırılmasını mı talep edecekti!

 

Zamanla metne itirazın olmadığı fakat bundan muradın ne olabileceğini insanlar sorgulamaya başlamıştı.

 

Bu iş delilik değil velilikti!

 

Hemen avluda bir çay ocağı vardı bende oturup bu yazının tesiriyle muhasebe yapmaya başlamıştım.

 

Biliyordum ki, gönlümü yıkanlar,

Gönlünü yıktıklarımdan çok fazla idi.

 

Rabbim mahşerde bunları iki kefeli mizana koyarsa inşallah ben yırtarım diye ümit içindeydim.

 

Yunus’un bu dörtlüğünün namaza girenlerin gözüne sokulması cemaatte bir devrim etkisi yaratmıştı!

 

Bu söz bu toplumu bir hizaya sokacağa benziyordu zira cemaati bir dert almıştı ki sormayın gitsin türünden idi. İtirazın yerini bir manalı sessizlik almıştı.

 

Bayramlar belki de bunun için bir fırsattı…

 

Bir gönül yıkan, eğer kişi değil de Devletin geçmiş ceberut hükümetleri idiyse! Burada devleti yöneten yeni hükümetin özür dileme davranışını da büyük memnuniyetle karşılamak gerekmez miydi!

 

Misal;

 

1.Nazım hikmetin vatandaşlığını Ak parti hükümeti tanıdı ama ne hikmetse Nazım Hikmet’ çiler, Nazım Hikmet’i vatandaşlıktan atan partinin seçmenleri idiler!

 

2.Dersim olayından dolayı devlet adına Ak parti hükümeti Dersimlilerden özür diledi ama her ne hikmetse Dersimlilerin ekseriyeti bu olayın faili olan partinin her daim seçmenleri oldular!

 

3.Sadece 28 Şubat süreci hükümetlerinin mahkemesiz savunmasız yargısız olarak ihraç ettikleri Yaş zedelere, kısmen haklarını verip, asıl geriye dönük haklarını her ne hikmetse! Vermeyen Ak parti hükümetinin bu yarım iyiliğini maaliftihar kabul edip hükümete minnet edenler yani bir gün yarım kalanı da tamamlar diyen seçmenlerde yine yaşzedeler olmuşlardır!

 

Bu örnekler çoktur ama bu kadar yeterlidir!

Sözün tamamı ariflere gerekmez!

 

Ezcümle!

 

Güzel icraatları her kim yaparsa yapsın; onlara destek olmak, insani vicdani medeni demokratik ve medeni bir duruştur!

 

İşte bu kültür bizde biraz eksiktir!

 

Sıkıntımız da buradadır!

 

Bu yüzden delilik şart!

 

Deli Kaymakam!

Deli Müdür!

Deli Öğretmen!

Deli Savcı!

Deli Emniyet müdürü Vs..

 

Bu millet delisini akıllısından çok sevmiştir!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —