DEVLET BABANIN İKİ EVLADI!

Birinin adı yüzde seksen!

Diğerinin adı yüzde yirmi!

Ahmet Mehmet, Ayşe Fatma işin teferruatı!

Bir yanda tam teşekküllü kahvaltısını on numara yapan ve sonunda da genleşirken geğiren yüzde yirmi evlâtlar!

Diğer yanda çoğu sabah kahvaltısı yapamayan, yapsa da ekmeğinin yanında tek çeşitten başka katığı bulunmayan yüzde seksen evlâtlar!

Bir yanda her gün dört çeker aracıyla keyif çata çata işine giden, gezen, caka atan, av kovalayan yüzde yirmi evlâtlar!

Diğer yanda dolmuşla metrobüse kadar 20 lira, metrobüse de 20 lira ödeyerek bir de bunu akşam dönüşünde tekrarlayarak günlük 80 TL, aylık 2200 lira yola harcayan yüzde seksen evlâtlar.

Bir yanda; -yahu kiracına biraz merhamet etsen ölür müsün denildiğinde, benimle mi kazandı! malımın ortağı mı! diyen vicdansız ev ve işyeri sahipleri olan yüzde yirmi evlâtlar!

Diğer yanda sabırla işine giden ve gözyaşlarını içine döken emeğinden başka sermayesi olmayan, saksısının içindeki toprağından başka toprağı bulunmayan yüzde seksen evlâtlar.

Bir yanda doğalgaz petekleri gürül gürül yanan, dışarıda kar yağsa bile üzeri açık uyuyan yüzde yirmi evlâtlar!

Diğer yanda doğalgazını açamayan ve bu yüzden küçük çocuklarını ninelerine gönderip hasretini içlerine gömerek yorganlarına sarılıp yatan yüzde seksen evlâtlar!

Ey devlet babamız!

Vaziyetimiz elbette sana ayan ve beyandır, bizim ki ileri geri lafı güzaftır! Senin şiarın bağışlamandır af'tır, bizim konuşmamız sıkıntımızdandır!

Sen baba'sın, ata'sın, kavi bir kala'sın, tüm evlatlarını kucaklayan'sın, bize bakansın, koruyansın, Altaylara uzanan ocaksın. Devletsin, başlarda taçsın.

Bir yanda Cuma vaazında yardımlaşmayı ve fakire yardım etmeyi emreden ve ayetleri hadisleri cemaate okutturup anlattıransın!

Diğer yanda şaka gibi dışarıda toplanan paraları o cami bölgesindeki fakire fukaraya vermeyip müftülüklere oradan da Diyanete isteyensin!

Bir yanda, fukaranın üşüdüğü kar’ı eğlence görüp Uludağ'da, Kartalkaya da, palandöken de, İsviçre'de, Alp dağlarında, Avusturya zirvelerinde daha birçok kar merkezlerinde ki ful çeken otellere çantalar dolusu para akıtan yüzde yirmilik evlatlarına kolaylıklar sağlayan sın!

Diğer yanda yavrularının okul çantalarında ki beslenmelerine hiçbir şey koyamayan, üşüye üşüye okullarına giden yüzde seksenlik evlâtlarından nasıl yapsamda vergi alsam hesabı yapansın!

Ey Devlet babamız ulu atamız bilesin ki!

Biz canımızdan geçeriz, birbirimizi ezeriz!

Velâkin hiçbir dönemde senden hiç vazgeçmeyiz,

Senden şikâyet etmeyiz,

Seni şikâyet de etmeyiz,

Seni şikâyet edenide sevmeyiz,

Sana düşmanlık edeni Allah yarattı demeyiz,

Seni özümüzden aziz, canımızdan evvel biliriz.

Atam Oğuz Kağan demiş ki;

Türk toprağında hürler yaşasın!

Adaletten başka bir şey hüküm sürmesin!

Türk yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki fakirlik suç sayılsın!” sözü özümüzdür bilirim.

Ey devlet babam;

Derdim fukaralığımla yüzde seksen olmam değildir benim,

Zira fukaralığım benim kendi suçumdur!

Adaleti sağlayamamak ta senin suçundur!

Yeter ki sen Adaleti sağla!

Paylaşımda adaleti,

Emekte adaleti,

Eğitimde adaleti,

Hukuktaki adaleti,

Sağlıkta adaleti vs.

Öyle sağlaki kurt ile koyun arkadaş olsunlar!

Yapabilirsin!

Yeter ki yüzde seksen evladını, yüzde yirmi evladından aşağı görme!

 Bunu ADALETİN ile yap !

Savaş bizim işimiz!

Gelirse kapımıza karşılarız!

Meydanlar cenk görsün düğün görsün! Deriz!

Adaletsizliktir en büyük düşmanımız!