Hakan BİLİCİ

Tarih: 01.07.2020 15:49

Dünya Şampiyonu Olmak

Facebook Twitter Linked-in

DÜNYA ŞAMPİYONU OLMAK - 1

Akademik çalışmalarımdan dolayı uzun bir süre köşemde yazma fırsatı bulamamıştım.
Bu uzun aradan sonra yeniden buluşmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Yaklaşık 2 yıl süren
uzun aradan dolayı sizlere kendimi bir nebze olsun affedebilmek adına yoğun biz yazı serisi
hazırladım.
Personeli olduğum Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde satranç kulübünün danışman
hocalığını da yürütmekteyim. Aynı zamanda Türkiye Satranç Federasyonunda (TSF) satranç
hakemiyim. Tüm Akıl ve Zeka Oyunları Federasyonunda (TAZOF) antrenör, eğitimci ve
hakem olmama rağmen satrancın akıl oyunlarının şahı olduğunu söyleyebilirim.
Satrançla ilgilendiğimi bilen ebeveynler hep sorarlar, “Hocam satranç zekâyı ve/veya
IQ’yu geliştirir mi? “
Satrançta zekâ mutlaka önemlidir. Ama iyi bir satranç oyuncusu olmak için satrancın
yanında farklı becerilerde önem arz etmektedir. Mesela; satranç oyunu karşılıklı stratejik
hamleler içerdiğinden, kişilerin strateji kabiliyetleri de önemlidir. Hesap yapabilme becerileri
etkilidir. Konsantrasyon satrancın olmazsa olmazıdır. Bazen en iyi hamleyi tahmin ederken
sezgisel davranılabilir. Hayatta bile geçmişte edindiğimiz tecrübeler önemliyken, satranç
oyununda tecrübenin etkisini ihmal etmemiz doğru olmaz. Bunların yanında satrançta
özellikle açılış dediğimiz başlangıç hamlelerinde ezberin bile etkisi vardır.
Bu açıklamalara dayanarak satranç zekâyı artırır söyleminin tamamen doğru olduğunu
maalesef söyleyemem. Çünkü satranç mı zekâyı artırıyor yoksa zeki kişiler mi satranç
oynuyor sorusu beni hep düşündürür. Bu ikilemi bilim camiası tartışadursun, hatta bilim
camiasının tartışması için bir ikilem daha söyleyip konumuza dönelim. Satranç mı hayatın
hülasası(özet)dır yoksa Hayat mı bir satranç oyunudur?
Dünya tarihinde satranç camiasında şu ana kadar 20 farklı kişi dünya şampiyonluğu
ünvanına erişti. Üzülerek belirtiyorum ki, ülkemizden değil dünya şampiyonu ilk yüze giren
bir oyuncu bile çıkmadı. Hep zeki bir millet olduğumuz söylenir. Kesinlikle katılıyorum,
zekiyiz. Ama iyi satranç oynamak için zekânın yanında başka etkenlerinde olduğunu
belirtmiştim. Aslında, milletimizde bu becerilerinde olduğuna inanıyorum. Peki, o zaman
problem nedir, neden dünyada satrançta ilk yüze bile giremiyoruz?
Bunun nedeninin öncelikle toplumumuz ve bilinçli olmayan ebeveynler, sonrasında da
eğitim sistemimiz olduğunu düşünmekteyim. Çünkü dünyada satranç şampiyonlarının birçoğu
4-5 yaşlarında satranç oynamaya başlamıştır. Ülkemizde genellikle satranca başlama yaşı
daha geç oluyor. Yine de satranç oyuncularımız farkı kapatıp kendi yaş kategorilerinde
Avrupa’da ve Dünya’da dereceye oynuyorlar. Daha sonra liselere giriş sınavı, üniversite
sınavları derken, oyuncuların satranç gelişimi dönem dönem kesintiye uğruyor. Milli takım
satranç sporcusu bile başka bir iş yaparak geçinmek zorunda olduğundan, Türkiye şampiyonu
bile olsanız satrançtan geçiminizi sağlayamıyorsunuz. Bu sporcularımız geleceklerini inşa
edip, hayatlarını idame ettirebilmek için başka bir meslek sahibi olmak zorundadırlar. Hâlbuki
futbolda, basketbolda öyle mi?

Sorunları gösterip, çözümü düşünmeyen ve çözüm önerisinde bulunmayan kişilerin
genellikle boş konuştuğunu düşünürüm ve söylediklerini önemsemem. Karanlığa küfrederek
değil, kalkıp bir mum yakarak güzel neticelere ulaşabiliriz.
Satrançta dünyada ilk yüze girebilmemiz için öncelikle satranç bilinci oluşturmalıyız.
Satranç üzerine yazılar yazmalı, resimler çizmeliyiz. Ebeveynleri bilinçlendirmeli ve satrancı
çocuklarımıza sevdirmeliyiz. Dünya şampiyonlarını tanımak, bu satrancı sevme hikâyesinin
başlangıcı olabilir

(Devamı gelecek)

Saygılarımla
Hakan BİLİCİ


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —