İyilik Ayı Ramazan
Diyanet İşleri Başkanlığımız, her yıl Ramazan ayında bireysel ve toplumsal hayatımıza ışık tutan önemli bir konuyu Ramazan Ayı Teması olarak belirleyip kamuoyunun gündemine taşımaktadır. Konu, Ramazan ayı boyunca etraflı bir şekilde ele alınarak toplumumuzda bir duyarlılık ve farkındalık oluşması hedeflenmektedir.
Başkanlığımız 2025 yılı Ramazan temasını “İyilik Ayı Ramazan ” olarak belirlenmiştir.
Yüce dinimiz İslam’ın gönderiliş gayelerinden biri iyiliğin yeryüzüne hâkim olması, kötülüğün ortadan kaldırılmasıdır. Müslüman, hayatını iyiliğe adayan ve ömrünü iyiliklerle anlamlandıran kişidir. Sevgili Peygamberimiz;
“Allah’ım! Yaşamayı benim için her türlü iyiliği artırma vesilesi yap. Ölümü de benim için her türlü kötülükten kurtuluş sebebi yap!” duasıyla iyilik için yaşamayı bir varoluş sebebi olarak takdim etmiştir.
Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim, iyiliğin merkezine, imanı, ibadetleri ve güzel ahlakı yerleştirmiştir. İnancımıza göre bir fiilin iyilik olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle onu yapan kişinin mümin, samimi ve karşılığını sadece yüce Allah’tan bekleyen biri olması gerekir İyilik kavramı Kur’an-ı Kerim ve hadislerde birr, hayır, hasenat, salihat, maruf, ihsan, infak, cûd, ikram ve îsar kavramları ile etraflıca anlatılmıştır. Hiç kuşkusuz bu terimlerin her birinin hem ortak hem de farklı boyutları bulunmaktadır. Bu kavramları bir bütün olarak değerlendirdiğimizde “iyilik” imanın gereği olarak samimiyetle ve karşılık beklemeden yapılan, başta insan olmak üzere tüm varlıklara yarar sağlayan davranışlardır. Sevgili Peygamberimiz bu kavrama geniş bir açıdan yaklaşarak, iyiliğin tanımını insanın kendi iradesine ve vicdanına bırakır ve şöyle der:
“İyilik, gönlünü huzura kavuşturan ve içine sinen şeydir. Kötülük ise, gönlünü huzursuz eden ve içinde bir kuşku bırakan şeydir; velev ki insanlar başka şeyler söylesin.” Yüce Allah’ın varlığımıza nakşettiği “vicdan”, karar vermemiz gereken her noktada bizi iyiliğe doğru yönlendirecek, iyi duygularımızı güçlendirecek ve iyi davranışlarımızı artıracak sağlam bir pusuladır. Yeter ki biz onu köreltmeyelim! Vicdanlar köreldi mi ortada ne iyilik kalır, ne hayır, ne hasenat.
İnancımıza göre iyiliğe niyet etmek de iyiliktir
Sevgili Peygamberimiz; “Kim bir iyilik yapmaya niyet eder de yapamazsa, Allah ona tam bir iyilik (işlemiş gibi sevap) yazdırır; iyiliğe niyet eder de işlerse, Allah ona 10 iyilikten 700 iyiliğe kadar hatta daha da fazla iyilik sevabı yazdırır.” Buyurmuştur.
İyi insan, öncelikle iyi bir kul, sonra aile ve sosyal hayattaki konumuna göre iyi bir baba/anne, hayırlı bir evlat, iyi bir kardeş, iyi bir akraba, komşu, arkadaş, vatandaş olmanın gereklerini yerine getirir.
Kur’an-ı Kerimde iyi kullardan bahsedilirken, “ Onlardan, "Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru" diyenler de vardır.” (Bakara; 201)
*İyilik, karşılıksız Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir.
*İyilik, Allah’ın rızasını kazanma arzusuyla O’nun bahşettiği nimet ve imkânları paylaşmaktır.
*İyilikten uzak kalmak, insanlıktan uzak kalmaktır, iyiliğe yabancı kalmak, insanlığa yabancı kalmaktır.
*Bazen içten bir tebessüm, bazen samimi bir duadır iyilik.
*Bazen bir hüznü, bir acıyı paylaşmak yahut bir sevince ortak olmaktır.
*İyilik, “Sizin en hayırlınız, insanlara en çok yararlı olanınızdır” hadisi şerifini hayatın temel prensibi yaparak yaşamaktır.
*İyilik, “Ya hayır konuş ya da sus” hadisi şerifini hayat düsturu kılmaktır.
*İyilik, beşeri münasebetleri, “Sizden biri kendisi için istediğini (din) kardeşi için de istemedikçe gerçekten iman etmiş olmaz.” hadis-i şerifine göre düzenleyerek Müslüman kardeşlerimizin hallerini anlamaya çalışmaktır.
*İyilik, hayatta kalıcı olumlu izler bırakmaktır.
*Yeryüzünün imarı ve insanlığın ıslahı için çalışmaktır.
İnsanlar yaptıkları iyilikler kadar değerlidir.
İyilik deyince sadece maddi yardım ve destek vermek anlaşılmamalıdır. Birine maddi destek vererek işini kolaylaştırmak elbette iyiliğin önemli bir yönünü oluşturur. Fakat maddi olmayan bizim küçük gördüğümüz pek çok iyilik vardır. Peygamberimiz, “ güzel söz ve tatlı dille konuşman, tebessüm etmen sadakadır ve her sadaka bir hayır ve her hayır da bir iyiliktir.” buyurmuştur.
En büyük iyiliklerden biri de “Emin” kişi olmaktır. Sevgili Peygamberimiz; “ (İyi) Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kişidir.” Buyurmuştur.
İyiliğin en makbul olanı zor zamanlarında insanların en çok muhtaç oldukları şeyleri karşılamaktır. İslam medeniyeti iyilik hareketini vakıflar marifetiyle kurumsallaştırmıştır. Kaynağını doğrudan Kur’an-ı Kerim ve Resul-i Ekrem’in (sav) sünnetinden alan vakıflar, kesintisiz hayır işleme bilincini İslam toplumlarına yerleştirmiş ve Müslümanlara ebedîleşmeyi öğretmiştir.
Vakıflar, tarihimiz boyunca iyilerin buluşmasında, iyiliğin topluma yayılmasında ve süreklilik kazanmasında anahtar rol oynamıştır.Atalarımız, İslam dininin hayırda yarışma ilkesinden hareketle, imarethaneler, şifahaneler, düşkünler evi, aşevi, cami, okul, sebil, köprü gibi birçok eser tesis ederek iyiliğin en güzel örneklerini bizlere miras olarak bırakmışlardır. Bizlere düşen bu mirasa sahip çıkıp, ihtiyaca göre yeni hayır kurumları oluşturmaktır.
“İyilik Ayı Ramazan” ifadesi, hiç kuşkusuz iyiliğin sadece Ramazan ayı ile sınırlı bir erdem olduğu anlamına gelmez. İyilik her zaman ve her yerde olması gereken bir fazilettir.
Bu Ramazanın içimizde bir iyilik şuuru oluşturarak iyiliklerimizi artırmamıza vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Fahri SAĞLIK
Emekli Müftü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.