Dünyanın başına bela olan bir milletin hayat hikâyesi, ibret alınması için Kur’an-ı Kerim’de ayrıntılarıyla anlatılır. Şu anda Orta Doğu’da (başta Filistin, Lübnan ve Suriye’de) büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Batılı ülkeler, topyekûn İsrail’e sahip çıkıyor. Bazı ülkelerin cılız tepkileri ise fazla bir anlam ifade etmiyor.
Meselenin siyasi, askerî, ekonomik ve dini olmak üzere pek çok boyutu var. Emekli bir müftü olarak beni doğrudan ilgilendiren husus, konunun dini boyutudur. İsrail’in katil lideri, sıkıştığında ortaya bir takım dini tezler, iddialar ve kehanetler atıyor. Bunların dini ve tarihi yönden incelenip halkımızın doğru bilgilendirilmesi gerekir.
Bu yazımda meseleye kısaca Kur’an-ı Kerim perspektifinden, katil Netanyahu’nun katliamlarına gerekçe olarak söylediği **“Yeşaya’nın Kehaneti”**ni özetlemeye gayret edeceğim.
Soykırımcı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik kara harekâtına hazırlandığını söylerken, “Hamas’a karşı Yeşaya’nın Kehaneti’ni göreceğiz” demişti.
Netanyahu bu konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Artık tek bir amaç için bir araya gelmenin zamanıdır; zafere ulaşmak için hızla ilerlemek. Ortak gücümüz ile haklılığımıza ve Yahudi halkının ebediliğine olan derin inancımızla Hamas’a karşı Yeşaya’nın Kehaneti’ni göreceğiz."
Kastettiği, Eski Ahit’te Yeşaya Kitabı’ndaki şu dizelerdir:
"Ülkende şiddet, sınır boylarından soygun ve yıkım haberleri duyulmayacak artık. Surlarına Kurtuluş, kapılarına Övgü adını vereceksin." (Yeş. 60:18)
İsrail’in Gazze bombardımanı ve işgaliyle bu kehanetin gerçekleşmeyeceği açıktır. Sınırlarınızı ne kadar genişletirseniz genişletin; insanları soykırıma tabi tutmaya, eziyet etmeye, büyük acılar çektirmeye devam ettiğiniz sürece, sınırlarınızın öbür tarafında düşmanlık gelişir ve ilk fırsatta “şiddet” olarak size geri döner.
Yeşaya (İşaya), Eski Ahit’te bulunan ve İbranice İncil’de Tanah adlı kutsal kitapta adı geçen bir peygamber olarak kabul edilir. Kehanetleriyle tanınır.
Yeşaya’nın kehanetlerini genel olarak üç ana başlıkta toplayabiliriz:
Yeşaya, İsrail ve Yehuda krallıklarının yanı sıra çevre uluslar hakkında da kehanetlerde bulunmuştur. Bu kehanetler; savaşlar, istilalar ve ulusların yıkılışı gibi konuları kapsar.
Yeşaya, halkın günahkâr yaşam tarzını ve Tanrı’dan uzaklaşmasını eleştirmiştir. Tanrı’ya dönülmesi ve ahlaki değerlere uyulması gerektiğini vurgulamıştır.
Yeşaya, Mesih’in gelişini ve barış ile adaletin hâkim olacağı bir dönemin başlayacağını müjdelemiştir.
Bu kehanetler, Hristiyanlıkta İsa’nın gelişine dair ön bilgiler olarak kabul edilir ve İsa’nın hayatı ile bağdaştırılır.
Yeşaya’nın Kehanetleri, hem Yahudi hem de Hristiyan teolojisinde önemli bir yere sahiptir. Mesih’in gelişi, adalet, doğruluk, insanlık ve yaratılış gibi konuları işler. Ancak bu kehanetlerin ne zaman ve nasıl gerçekleşeceği konusunda farklı yorumlar vardır.
Yeşaya’nın Kehanetleri Kur’an-ı Kerim’de geçmez. Ancak Tevrat’ın da içinde bulunduğu Tanah kitabında yer alır. Netanyahu’nun sarıldığı bu kehanet, dini inançların siyasi hedeflere alet edilmesinin açık bir örneğidir.
Netanyahu, Siyonizm’in yönlendirmesiyle hem kendi politikalarını meşrulaştırmak, hem de bu savaşı teopolitik bir zemine çekerek özellikle ABD ve İngiltere gibi ülkelerden destek almak istemektedir.
Geçmişte Netanyahu’nun bir “din adamı” ile yaptığı konuşma videosu yayımlanmıştır. Bu sözde din adamı, Netanyahu’ya şunları söylemiştir:
"Siz kutsal bir savaşın içindesiniz. Bu kutsal savaşta ne yaparsanız yapın, yani öldürebilirsiniz, yok edebilirsiniz; bu sizin hakkınızdır. Özellikle çocukların bu davada öldürülmesi gerekir. Çünkü öldürülmeyen her çocuk, 20-30 yıl sonra intikam almak üzere mücadeleye devam eder."
Netanyahu bu savaşı kutsal bir savaşa dönüştürerek dünya genelindeki Yahudileri kendi safında toplamaya çalışmaktadır. Böylece aldığı güçle daha fazla insan öldürerek aslında başarısızlığını örtmeyi hedeflemektedir.
Netanyahu, savaş suçu işlediğinin farkında. Bu yüzden savaşı kutsal bir savaşa dönüştürerek hem Yahudilerden hem de bazı Hristiyan gruplardan destek almaya çalışıyor.
Şu an bu desteği almış görünüyor. Ancak mazlumların ahı yerde kalmaz. Zulümle, kehanetlerle âbâd olunmaz.
Fahri SAĞLIK
Emekli Müftü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
