Maskeler Düşüyor: İmamoğlu Ve Koruyucularının Hesap Günü Yaklaşıyor

Türk siyasetinde yıllardır süren bir illüzyonun sonuna mı geldik? Algı operasyonlarıyla süslenmiş, medya destekli kahramanlık hikâyeleriyle cilalanmış bir figürün gerçek yüzü, nihayet yargı önünde mi açığa çıkıyor? Ekrem İmamoğlu ve çevresindeki yapı hakkında hazırlanan 3.739 sayfalık iddianame, sadece bir hukuki metin değil; aynı zamanda bir dönemin perde arkasıdır.

Yıllardır mağdur edebiyatı üzerinden siyaset yapanlar, halkın gözünde birer kahraman gibi sunuldu. Her eleştiri linç, her soru iftira olarak damgalandı. Ancak artık bu söylemler işlemiyor. Çünkü ortada sadece iddialar değil, belgeler var. Ve bu belgeler, milletin gözünün içine baka baka oynanan oyunun senaryosunu açıkça ortaya koyuyor.

Ekrem İmamoğlu’na ait telefonun Bilgi İşlem Daire Başkanının evinde bulunması, içindeki SIM kartların yok edilmesi... Bunlar tesadüf mü? Aynı süreçte evindeki güvenlik kameralarının sökülmesi, görüşmelerin belediye binasında değil otel odalarında yapılması... Bunlar sıradan mı? Eğer ortada bir suç yoksa, neden bu kadar gizlilik? Neden bu kadar telaş? Yoksa bu kayıtlarda, şimdi tanımadığını iddia ettiği yabancı istihbarat görevlileri mi vardı?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İmar Müdürlüğü’nde çalışan bir memura, 78.000 TL maaşına ek olarak 500 bin dolarlık ek ödeme yapılması... Bu nasıl bir kamu yönetimi anlayışıdır? Bu paranın kaynağı nedir? Bu ödeme hangi hizmetin karşılığıdır? Bu soruların cevabı, sadece İmamoğlu’nu değil, bu yapıyı koruyanları da ilgilendiriyor.

Özgür Özel’in savcıya hakaret edecek kadar ileri gitmesi, kürsülerden bağırarak bu süreci siyasi linç olarak nitelendirmesi... Bu sadece bir refleks mi, yoksa bir koruma refleksi mi? Koltuğunu borçlu olduğu kişiyi korumak için mi bu kadar pervasızca davranıyor? Siyaset, hesap vermekten kaçma sanatı değildir. Hele ki kamu kaynaklarını yönetenler için, şeffaflık bir lütuf değil, zorunluluktur.

Bu iddia, sadece bir kişinin değil, bir dönemin sorgulamasıdır. Bu süreçte kimlerin ne rol oynadığı, kimlerin neyi gizlemeye çalıştığı, kimlerin hangi ilişkiler ağına dahil olduğu tek tek ortaya çıkacaktır. Yargı milletin vicdanıdır. Ve bu vicdan artık susturulamayacak. Bu kez sorular cevapsız kalmayacak. Bu kez perde arkasındaki figüranlar, gerçek aktörler sahneye çıkacak. Çünkü bu aziz Türk milleti artık sahte kahramanlara değil, gerçek hesaplaşmalara inanmak istiyor.

Kuyruklu Anahtar Kelimeler:

İsmet ünal köşe yazısı, Ekrem İmamoğlu İddianame Nedir, 500 Bin Dolar Ek Ödeme Nereye Yapıldı, İmamoğlu Telefon Gizleme Olayı, İBB Yolsuzluk İddiaları Son Durum, Yargı Süreci ve Siyasi Koruma Kalkanı, Metin Özgül Köşe Yazısı İmamoğlu Hesap, Sahte Mağduriyet Siyaseti Nereye Gidiyor, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gizlenen Belgeler, Özgür Özel İmamoğlu Savunması Neden Sert?