MTSK ve SRC Kurslarında İade Edilmeyen Paralar
Türkiye'de binlerce insan, geçimini sağlamak, yeni bir meslek edinmek ya da ekmek teknesi sahibi olmak adına MTSK (sürücü kursları) ve SRC (mesleki yeterlilik belgesi) gibi kurslara kendisine çıkması için başvuruda bulunuyor. Ancak son dönemde bu başvuruların gölgesinde sessiz sedasız büyüyen bir haksızlık dikkat çekiyor: Kura sonucu MTSK ve SRC çıkmayan binlerce başvuru sahibinin ödediği başvuru bedelleri geri iade edilmiyor.
Bu durum yalnızca bireysel mağduriyetler yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda ciddi bir spekülasyonun, şeffaflıktan uzak uygulamaların ve adalet duygusunu zedeleyen bir sistemin varlığına işaret ediyor. Zira çoğu zaman 26 bin liraya varan başvuru ücretleri, herhangi bir hizmet alınmadan, yalnızca "başvuru" için yatırılıyor ve kura sonucu olumsuz olan kişiye bu ücret iade edilmiyor. Peki bu ücretler ne yapılıyor? Ya da nereye aktarılıyor? Toki konutuna giriyorsunuz. Veya bir ihaleye katılıyorsunuz katılım payınız yanmaz. Geri iade edilir.
Peki hangi sistem, henüz hiçbir işlem yapılmamış veya herhangi bir hizmet verilmemiş, bir sınava dahi girilmemiş bir başvuru için bu denli yüksek bir bedelin iadesiz tahsilini meşru görebilir? Hem de bu işin devlet eliyle yapılıyor olması tam bir garabet bor uygulamadır.
Bu Sadece Bir Eğitim Meselesi Değil, Bir Etik Meselesidir
Hiç kimse "başvurdum ama seçilmedim" diye on binlerce lirayı yakmak zorunda kalmamalı. Çünkü burada verilen hizmet, eğitimin kendisi değil; yalnızca bir "başvuru hakkı." Ve bu hakkın bedeli böylesine yüksek olduğunda, bu durum açıkça bir ticari tuzak halini alıyor.
Başvuru sisteminin adil, şeffaf ve hakkaniyetli olması gerekirken; kamuoyunda giderek artan bir şüphe oluşuyor. Bu durum "sisteme güven" ilkesini zedeliyor, halk arasında “Başvuru değil, bağış alınıyor” algısı doğuruyor. Ve bu algı, yöneticiler için tehlikeli bir zemin hazırlıyor.
On Binlerce Başvuru, Milyonlarca Lira
Bu kurslara yapılacak başvuruların sayısı binlerle ifade edilmiyor artık; On binler, belkide daha fazla rakamlara ulaşması bekleniyor. Her birinden alınan başvuru ücretinin iadesiz şekilde tahsil edilmesiyle oluşan havuzun milyonlarca lirayı bulduğu düşünülürse, mesele sadece bireysel hak kaybı olmaktan çıkar; sistemsel bir sorunun ayak sesleri haline gelir.
Adil Çözüm Nedir?
En basit ve adil çözüm, kura sonucu hak çıkmayan başvuru sahiplerine paralarının kesintisiz ve koşulsuz şekilde iade edilmesidir. Bu uygulama sadece vicdanları rahatlatmakla kalmaz, aynı zamanda devletin şeffaflık ve adalet ilkesine bağlılığını da ortaya koyar.
Sonuç
Eğitim adı altında milyonlarca lira toplanırken, hizmet verilmeyen bireylerden bu ücretlerin alınması ne etik, ne hukuki, ne de insanidir. Bu sistem ya düzenlenmeli ya da toplumun vicdanında daha büyük bir yara haline dönüşmeden sorumlular harekete geçmelidir.
Unutulmamalıdır ki; halkın güvenini kaybeden bir sistem, sadece başvuru paralarını değil, geleceğini de kaybetmeye mahkûmdur.
"Rızık Sadece Ekmek Değildir"
Rızık… Kulağa ilk çalındığında sofraya konan bir dilim ekmeği, dumanı tüten bir çorbayı çağrıştırır belki. Ama hakikatte rızık, sadece mideyi doyurmaz; bazen bir çift sözle ruhu besler, bazen bir bakışla insanı hayata bağlar.
Bir düşün; yolun tam da umutsuzlukla karıştığı bir kavşağında, ansızın karşına çıkan bir insan… Yorgun adımlarına sabır olan, kırık cümlelerine merhem gibi sessizliğiyle eşlik eden biri… İşte o da senin rızkındır. Çünkü rızık yalnızca maddi olanın değil, manevi olanın da adıdır. Kalbine dokunan insanlar, içini ısıtan gülümsemeler, “yalnız değilsin” diyen bir omuz… Bunlar da kaderin sana uzattığı gizli nimetlerdir.
Hayat, sadece alın teriyle kazanılan paradan ibaret değildir. Bazen bir dost eli, bazen bir çocuğun gözlerindeki masumiyet, bazen de hiç tanımadığın birinin duasıdır senin en büyük nasibin. Kim bilir, bir sabah gökyüzündeki bulutların arasından sızan o narin ışık bile, belki de karanlığına düşen bir ilahi cevaptır.
Bu yüzden her rızık tabağa konmaz, her nimet sofraya sığmaz. Bazen bir cümlede saklıdır; bazen bir insanın içtenliğinde, bazen de bir vedanın ardından gelen fark edişte… Rızık, hayata neyle baktığınızdır. Ve çoğu zaman, karşınıza çıkan iyi insanlar, Rabb'in "Ben seni unutmuyorum" deyişidir sessizce.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.