MUHTERİS…
İhtiras rüzgarları esti mi ; beşeriyet ağacı muhteris döker...Buda Toplumum çözülmesi demektir ki; bu hiçte makbul bir durum değildir...Her birey kendi çıkarları doğrultusunda hareket edince, toplumu bir arada tutan kavramlar ya ötelenir ; ya mazi seline kapılır, kaybolur gider... Bu kavramlar kalsa bile, sadece göstermelik olarak dilendirilir...
Yüce Allah her insana yaşamlarını idame ettirmek için, kimisine az kimisine çok duygu ; bu duyguları kontrol altında tutmak içinde akıl mantık ve sabır vermiştir... Böyle yapması , kullarının yarın kurulacak olan Mahkeme-i Kübrada, huzuruna alnı ak, ruhu pak çıkabilmeleri içindir...
Yaşamları boyunca servetlerine servet katma hırsı peşinde koşanlar, dünyanın geçici olduğunu,ölümü unuttukları ortada...Oysa yaşamın sadece servet toplamaktan ibaret olmadığı, bir sınav salonu olduğu, zamanı gelince herkesin Dar-ül Beka'ya gideceği, bu dünyada Allah'ın emir ve buyrukları doğrultusunda hareket edileceği tüm semavi kitaplarda yazılmıştır... Bu konuda yüzlerce Ayet vardır. Mesela Tekasür Süresi, 1.Ayeti:
(Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.' A‘râftakiler, simalarından tanıdıkları cehennem ehli bazı adamlara seslenerek şöyle derler: “Gördünüz ya, ne kalabalık taraftarlarınız, ne hesapsız servetiniz, ne de kibirli tavırlarınız bugün size bir fayda sağladı.
Araf Suresi, 48. ayet:
(Burcun üstündeki adamlar, kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı." Ve daha nice ayetler...
Bu konuda çoğunuzun bildiğinden emin olduğum bir hikaye vardır, İbn-i Saleme..!
Bu zat her beş vakit namazda mescitte peygamberin arkasında namaz kılardı...Çok yoksul bir sahabeydi... Bir gün peygambere, bu yoksulluktan kurtulması için kendisine dua etmesini istedi...Peygamberde bu isteğini kıramayıp, dua etti. Gün geldi İbn-i Seleme mal mülk çok koyun sahibi oldu ...Öyleki sürüleri artık şehre sığamıyordu...
Birgün peygamber ; Seleme'nin bırakın Mescitte gelmesini ; normal vakitlerde de namaz kılmadığını öğrenince, iki sahabeyi, fitre ve zekatını vermesi için ona gönderdi...
Sahabeler dağda davarını gitmekle meşgul olan İbn-i Seleme'ye peygamber'in söylediklerini tebliğ edince, Seleme, " Bu serveti zorluklarla elde ettim, kimseye malımı veremem! "diyerek peygamberin buyruğunu ret etti.
Sahabeler eli boş döndüklerinde, peygamber'e şöyle bir vahyi geldi. " İbn-i Seleme cehennemliktir " diye...
İşte böyle, Allah kimseyi İbn-i Selemenin durumuna düşürmesin..!
Belki o zaman bir veya iki İbn-i Seleme vardı; bu zamanda sayılmayacak çoktur...