MÜKEMMELLİK ANLAYIŞIN BU MU YA RAB!
İnsan, ruh ve bedenden meydana gelen akıl sahibi ve en güzel surette yaratılan en üstün
varlıktır. Nitekim Allah’u Teâla, Tin süresi 4. Ayetinde "biz insanları en güzel surette yarattık"
buyurmuştur.
Madem öyle, şöyle bir soru düşmez mi insanoğlunun aklına. Ayette buyurduğu gibi Cenab-ı
Hak insanları en güzel surette yaratmışsa, peki öyleyse eli, kolu, ayağı, gözü, kulağı veya her hangi bir
uzvu olmayan sakat ve zihinsel engelli bireyler neden var?
Başlığı görünce şirke girdiğimi düşünebilirsiniz. Birçoğumuz dini konularda tartışmaya
cesaret bile edemeyiz. Böyle bir sual karşısında “Sus dinsiz, senin aklın ermez öyle şeylere” der
konuyu kapatırız. Bu sual canım kardeşim Sinemin sualidir. Sanırım bu konuda çocuklar ve gençler
bizlerden daha cesurdurlar. Suali duyunca bir durdum, yutkundum, kala kaldım sinemi yakıp geçen
bir kıvılcım htim bedenimde.
Muhakkak ki Allah’ın hikmetine sual olmaz, sırrına akıl ermez. Ama gençlerimiz ve
çocuklarımıza fikirlerini işgal eden soruların izahını yapıp, idrak etmelerini sağlamazsak hataya düşüp
Allah’ın adaletsiz olduğunu düşünebilir hatta maazallah isyana kalkışıp ateist bile olabilirler. Çünkü
artık devir değişti, bilim çağındayız. Gençlerimiz, çocuklarımız ispat istiyor. İspat edilemeyen her şey
onlara mantıksız geliyor. Cüzi irademizle, külli irade sahibi bir varlığı tamamıyla anlayabilmek, tabi ki
haddimize değil. Lakin Güneşin etkisini anlamak için onun seviyesine ulaşmamıza gerek yok,
gölgeden çıkmamız yeterli.
Gelelim sualimize. Hayatın telaşesinde daima unuttuğumuz bir husus var. Dünya âleminde
netice almak için mi yaratılmışız, başka bir deyişle dünya âlemi netice alma yeri midir? Dünya tarla
mıdır harman mıdır? Amacımız harmanda kazançsa, dünya hayatı sıkıntısız olur mu hiç. Tarlada çaba
göstermeyenin harmanda yüzü olur mu? Sınava giren bir öğrenci düşünürsek, sınavda zorluk
çekmeden başarıya ulaşabilir mi? Meseleye bu açıdan bakmalı, suali bu şekilde irdelemeyiz.
İnsan günahsız yaratılan bir melekten bile varlıktan bile üstündür. Çünkü Cenabı hak bize
kendi ruhundan üfledi. Güzel yaratılmanın ispatı değil midir bu, daha ötesi var mı ki? Hayat sınavında
elbette ki zorluklar olabilir. Fakat İnşirah suresi 5. Ayette her zorlukta bir kolaylığın olduğu
belirtilmektedir. Bu ayete dayanarak, engelli bireylerin de engeli nispetinde sınavlarında kolaylık
olacağı aşikârdır. Her ne kadar engelliler dünya âleminde kullar tarafından eksiklikleri varmış gibi
görülse de, aslında Allah tarafından imtiyazlı bireylerdir. Hadisi şerifte gözleri ama olan bir birey için,
sabrederse iki göze karşılık bir cennet verileceği vaat edilmiştir.
Cenneti öyle basite almayın sakın. İnsanlar fani mutlulukların veya güzel manzaraların
birçoğuna cennet yakıştırmasını yaptığı için cennetin kıymeti tam anlaşılamıyor. Anlasak cennetin
kıymetini, değil bir faninin saçının teline değişmemeyi, ona ulaşmak için anneden evlattan bile
vazgeçebiliriz. Âlimler cennetin ehemmiyetini gösterebilmek için, bin senelik mutlu mesut dünya
hayatının cennetin bir saatinin kıymetine erişmeyeceğini, cennetin mutlu mesut bin senesinin ise yüce
Rabbimizi bir saat görmenin eş değeri olmayacağını söylemişlerdir.
Allah ayet-i kerimesinde kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemeyeceğini bildirmiştir. Yeter
ki, Bedensel engeli değil, vicdani engeli olmasın insanlığın…
Yazımı “Mucize” filminden kızını muhtarın oğluna vermek isteyen babayla muhtar arasında
geçen güzel bir diyalog ile bitirmek isterim.
Muhtar: Ama oğlum sakattır.
Kız babası: Kalbi sakat olmasın.
Saygılarımla
Gamze BİLİCİ