16.09.2017 19:43:08

10012

Duygu Karayün

“Arap, Türk, Rum ve İranlı dört arkadaş vardı. Adamın biri, bir gün bunlara bir dinar verdi. İranlı: engür alalım, yiyelim, dedi. Arap: olmaz! Ben ineb isterim. Türk ise: en iyisi üzüm almak, dedi. Rum: hiç tartışmayın! İstafil alalım, dedi. Aralarında anlaşma olmayınca yumruk yumruğa kavgaya tutuştular. Her ne kadar hepsi de bir meyve istese de, cahillikten dolayı birbirine yumruk vuruyorlardı. Çünkü isimlerin sır ve manalarını bilmiyorlardı. Herkes kendi diliyle üzüm istiyordu...” Mevlana Celaleddin Rumi’nin Mesnevisi’nde anlattığı bu kısa öykü aslında dünyamızın en büyük sorunlarından birine dikkat çekiyor. Birbirini anlayamayan insanlarla dolu yeryüzü. Kimsenin kimseye tahammülü, hoşgörüsü yok! Misal vermek gerekirse yeryüzündeki her insan mutlaka “iyi” olduğunu düşünür de iyilik etmekte pek de yarış halinde değildir. Barış sözü kimsenin ağzından düşmez, iki parmaklar her fotoğraf karesini barış işareti olarak süsler de bunun için kimse çaba sarf etmez. “İnsan Hakkı” diye bağırır da herkes, sıra kendi menfaatine geldiğinde hakkı hukuku görmez gözleri. Hepimizin istediği şeyler aynı aslında ama konuştuğumuz diller farklı. Sevgi, barış, adalet, hoşgörü... Kavramlar havalarda uçuşuyor da içini dolduran, sahip çıkan yok. En dürüst konuşanlar genelde hırsızlar oluyor. Yalancılar hep doğruluktan dem vuruyor. Bu ülkeyi en ufak fırsatta üç pula satanlar vatan, vataaan diye haykırıyor. At izi, it izine karışıyor vesselam. Oysaki ortak dil olarak İngilizce öğrenme hususunda harcadığımız vakit kadar -buradan İngilizce öğrenmeyin demiyorum tabi iyilik yapmaya, iyi olmaya, iyi söz söylemeye, gönüller yapmaya zaman ayırsak dünya daha yaşanılabilir, daha güzel, daha adaletli, daha barış ve refah içinde olur. Herkes üzüm istiyor ama bağcının ağzını burnunu kırıyor hiç düşünmeden. Birisi diğerinin kalkınmasını, ilerlemesini, büyümesini kaldıramıyor. Bu büyüme, kalkınma Türkiye’de ise hemen hemen hiç kimse istemiyor. Hesapları hiç unutmuyorlar. Biz Türkler birçok şeyi çabuk unuturken, onlar Osmanlı’dan kalma intikam duygularını hiç söndürmüyorlar. Bunu terör yaratarak terör örgütü besleyerek, kendi ellerini doğrudan ateşe sokmadan maşalarla ülkemizi yıldırmaya, sindirmeye çalışıyorlar. Masum ve sivil halkımıza yönelik adi saldırılar düzenleyen bu güruhlar, göreceklerdir ki terör bir gün bir bumerang misali dönüp dolaşıp kendilerini vuracaktır. Kendi yarattıkları terör örgütleri -belli başlı malum ülkeleri herkes biliyor- bir gün ellerinde patlayacak. Bu kin ve nefret neden? Oysa dünyada herkese yetecek kadar arazi, yiyecek ve su var.

Kalın sağlıcakla.


Beylikdüzü’nde Eğitimin Gelişimine Dair Ortak Vizyon
Nevşehir Belediyesi'nin şampiyonluk gururu
Kayseri Pınarbaşı'nda 60 yıllık rüya gerçekleşti
Bakan Tekin'den Bakü Ziyareti
TBMM Dilekçe Komisyonu'ndan Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi'ne ziyaret
Bahis bağımlılığı gençleri tehdit ediyor
G20 Liderler Zirvesi başladı
G20'de aile fotoğrafında el ele poz
Anne, bebek ve çocuk ürünlerinde 2025 trendleri vitrine çıkıyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar'ın bütçesi de kabul edildi
Başkan Aksoy, Kampüs Çalışmalarına Hız Verdi.
Demirkıran’dan “Dünyanın Kaderine Atılan Zar”
TYBB "Başarı Ödülü" Etkinliği, Azerbaycan’da Coşkuyla Gerçekleşti
Ara Tatil Sona Erdi, 20 Milyondan Fazla Öğrenci Ders Başı Yaptı
Çaykara, Mahalle Ziyaretlerine Hız Kesmeden Devam Ediyor
Çalık, Esnafın Talep ve Önerileri Dinledi
Bağcılarlı Öğrenciler Uluslararası Başarıya İmza Attı
BBP BÜYÜKÇEKMECE’DE BAYRAK DEĞİŞİMİ…
AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanlığı’na Hain Taşlı Saldırı!
Sandıkçı, Eğitimden Sorumlu Başkan danışmanı Oldu
MHP'den "Vakit Tamam" Mesajı…

YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.