PROFESYONEL DEĞİL AMATÖR RUHLA BAŞARILI OLURSUNUZ

Değerli okuyucularım, bu köşe yazım da bu sefer araştırmalarımı değil, bir zat bilirkişi ile muhabbet ettikten sonra, serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve tüm Türkiye geneli derneklerin defterlerini tutan, Tuncer Dağ ile söyleşimi yaptım. Girişimci aday ve aday olacaklara bir nebze olsun ışık olacağını düşündüğüm için öncelikle “Tuncer Dağ kimdir?” diyerek konuya giriş yapıyorum. 

“Tuncer Dağ 1964 Ardahan Göle doğumluyum, 18 yaşında İstanbul’a göç ettik. Eğitimden sonrada 1987 yılında Mali Müşavirliğe başladık o günden bugüne kadar da Mali Müşavir olarak mesleğe devam ediyorum. Mali Müşavirlik mesleği dışında uzun süre gazetecilik yaptım. Konuşan Halk Gazetesi, Göle Postası Gazetesi gibi gazetelerde imtiyaz sahipliği yaptım. Daha sonrası bölge yerel gazetelerinde köşe yazıları yazdım 3000 bine yakın araştırma ve makalelerim var. Bunu dışında 3 tane tiyatro oyunlarım var HASRET EMMİ, HAÇENİN HE-CE-Sİ ve ÜÇÜNCÜ SOKAK isimin de oyun yazdım. İki tanesi İstanbul da sahne aldı hatta bir tanesi Büyük Şehir Belediyesi tarafından sahneye konuldu. Bir tanesi şu an hazırlık aşamasında onun dışında bir şiir kitabım iki tanede mesleki yayın kitaplarım var. Bir tanesi Dernekler ve Yasa Sorumlulukları, 500 soru 500 cevaplı dernekçilik. Meslek icabı genelde sivil toplum kuruluşları işte dernekler vakıflar hatta siyasi partiler kooperatifler olmak üzere ağırlıklı bunlar üzerine danışmanlık yapıyoruz. Şu anda Türkiye genelinde yaklaşık dört yüz yirmiye yakın buna benzer kurum ve kuruluşlarında müşavirliğini yapıyoruz.”

Peki mesleğe atıldığınızdan bu yana izlemiş olduğunuz politik düzeni sağlamak sizin için kolay mı oldu?

“Şimdi hangi meslek olursa olsun önce mesleğini sevmek lazım. Yani eğer içinde bulunmuş olduğun mesleği sevmiyorsan bunda başarılı olma şansı yoktur. Ben genelde şu şekilde değerlendiririm pazartesi gününü sevmeyen cuma gününü seven insanlar fazla bir an önce cuma olsa da hafta sonunu geçirsek diye düşünüyorlar. İş âleminde asla başarılı olamazlar. Çünkü pazartesi günü eğer, yorgunluk kırgınlık varsa işte o zaman sen demek ki işini sevmiyorsun. Bende işte tam tersine pazartesi günü gelse de iş başı yapsak diyorum. 1987 yılında başladım ve yaklaşık 35 yıl geçti kısaca 35 yıl önceki o ilk heyecan hala devam etmektedir. Ondan dolayı da gerek mesleğin içinde olan ya da mesleğe yeni başlayacaklar için veya çeşitli alanlarda başarıya ulaşmak için üniversiteye başlayacak içinde yani sadece diploma almak için değil de işi gerçekten seviyorsa o branşta gitmeleri gerekiyor. Çünkü kendilerine faydaları olur ne de topluma faydaları olur. Sağlıklı iyi hizmet verirsen hem ticari alanda hem sosyal alanda daha başarılı olursun. Gençlere vereceğim tavsiye, amatör ruhu ile başlayıp profesyonelliğe gitmeleri amatör ruh her zaman sağlıklı bir ruhtur ben her zaman buna katılıyorum amatörle başlayan kişide daha fazla heyecan var, hatta bazen profesyonellik hatta bile yaptırabiliyor. Yani usta olduktan sonra da ustalığın verdiği şımarıklığı yaşamamaları gerekmektedir. Mesela örnek vereyim ben 35 yıldır bu mesleği yapıyorum ve gerek sivil toplum kuruluşları içerisinde çeşitli bilgi birikimi olmasına rağmen ben kendimde eksiklikler görüyorum.”

Şimdi siz Türkiye de güzel bir ilke imza atmış kişisiniz tüm Türkiye genelinin derneklerinin hem kurucusu hem de defterlerini tutuyorsunuz bu güzel başarıya kaç senesinde başladınız ve nasıl adım attınız, nasıl bir yol izlediniz?

“Tabi ki yapmış olduğumuz Sivil Toplum mesleği de Mali Müşavirlik mesleğinin bir kolu aslında. Ben 1988 yılında kendi köyümün derneği ile başladım. Tabi o dönemde dernekçilik öyle fazla revaçta değildi. Dernekler masası da dernekler müdürlüğü de yoktu. O zaman dernekler emniyete bağlıydı ve başladığım zamanlarda da kendi köyümün derneği ile başladım. Tabi mesleğim de Mali Müşavir olduğundan dolayı kendi köyümün dışında kendi köyümün yanında diğer derneklerde katılmaya başladı. Bu sefer sayı kendiliğinden artamaya başlarken bende bunu biraz daha fazla araştırma yaparak ve bu konu ile ilgili eğitim aldım. Özelikle sivil toplum kuruluşların, yapılandırmasından tut genel durumuna kadar ve dediğimiz gibi ilk kitabımızı çıkardığımızda, Dernekler ve Yasa Sorumlulukları adı altında çıkarttığımız ilk kitabım. Hatta Türkiye de bu bir ilktir bu kitabın içerisinde Sivil Toplum Kuruluşları, dernek ve vakıf alt yapısından devamına kadar neler yapılması gerektiğini bunu biraz daha dediğimiz gibi akademik alana çekmeye çalıştık. Tabi bu kitabı çıkardıktan sonra da dediğim gibi amatör ruh ve profesyonel ruh o zaman dedim ki; ‘ben profesyonelim ben her şeyi biliyorum,’ tabi ki kendi kendime. İkinci bir kitap hazırlığım oldu sonra 500 Soru 500 Cevap, şimdi 500 Soru ve 500 Cevap verirken de akademik bilgi veriyorsun bunu verirken de her sorunun karşılığında yasal bir dayanağının olması gerekiyor. Diyelim örneğin, vatandaş bir soru sorduğu zaman senin vatandaşa vereceğin cevap yanlışsa bunun maddi bedeli vardır. Neticede cezayla ödeyeceklerdir. Ondan dolayı da ben de 500 Soru 500 Cevap kitabını hazırladığım zaman dahasın da hiçbir şey bilmediğimi anladım. Nedeni, daha fazla araştırdıkça ve tabi burada benim avantajım şu oldu işin teorik yönüyle pratik yönünü beraber yürüttüm. Yani teorik yönünü fiil olarak dernekler içerisindeydim. Ve de pratik olarak işin içindeydim teorik olarak ta araştırma yapıyordum. Şu an inanıyorum ki yaklaşık hemen hemen sivil toplum kuruluşları ile ilgili yeteri kadar bir bilgi birikimi olduğunu düşünüyorum ama dört dörtlükte demiyorum. Çünkü belki üçüncü kitabı çıkarmış olsam ki şu anda üçüncü kitabı çalışma aşamasında hazırlığım vardır özelikle İktisat İşletmeler ve Vergilendirmesi için hazırladığım kitap tabi bunu hazırlarken de belki de birçok o alanda ki ve birçok eksikliği de bu şekilde gidermiş olacağız.”

Müşavir olmak için hangi aşamaları kat etmek gerekiyor.

“Mali Müşavirlik yasası biliyorsunuz 1990 yıların başında çıktı o dönemde herkes normalde yani Mali Müşavirlik yoktu sadece muhasebecilik vardı ve serbest muhasebecilik diye bir şey vardı.  Yani bunu herkes hatta bir fırıncı bile yapabiliyordu daha sonra bu yasa çıkınca 3568 sayılı bir yasa çıktı ve yasa bu standartlara göre bağlandı. Süreç içerisinde kademeli olarak serbest muhasebecilik mesleği artık hemen hemen bitme aşmasına geldi Mali Müşavirlik uygulaması başladı. Mali Müşavirlikte de bir kere her şeyden önce lisans mezunu olmak zorunda yani 4 yıllık öncelikle üniversiteyi bitirecek sonrada sınava girecek staja başlama sınavına. Aslında diğer mesleklere bakıldığında Mali Müşavirlik mesleği en zor mesleklerden bir tanesi yani örneğin bir mühendislik fakültesini bitirdiğinizde mühendis olacağın belli veya tıbbı bitirdiğin zamanda bu alanda doktor olacağın belli ve hukuk fakültesi bitirdiğin de ya Hakim ya Savcı ya da Avukat olacağın bellidir. Ama iktisat, işletme, maliye bitirdiğin zaman Mali Müşavir olacağının garantisi yok. Diğer mesleklerin tamamı sınavsız geçiş yapıyor ama bizim meslekte sınavlı geçiş yapılıyor. Yani öncelikle staj sınavına gireceksin sonra 3 yıl Mali Müşavirin gözetimde staj yapacaksın ve sonra tekrar bir sınava gireceksin yani mesleğe giriş sınavı eğer mesleğe giriş sınavında da başarılı olursan mesleğe başlayabiliyorsun. Aslında olması gerekende budur çünkü ülkenin ekonomisinin bel kemiğini özelikle Mali Müşavirler oluşturur. “

Başarılı insanların gölgesi olmadığını düşünüyorum. Her başarılı insanda yenilikçi, katkıları olanlar öncelikle insan sevgisi taşıyanlar. Yaratılmanın vermiş olduğu içgüdüler ve bir düşünce, topluma ne katabilirim diyerek hem gerek mesleği hem gerek yetenekleri ile yaptıkları girişim ve çalışmaktan asla usanmayan, etrafına ışık ve geleceğe örnek davranışlarda bulunan girişimcilerin en kısa örneğini Tuncer Dağ’nın sözlerinden duymak, bir insan olarak guru vericiydi. Uzun konuşmalarımızdan sonra kendisiyle yapmış olduğumuz sözlü muhabbetin devamını bir sonra ki yazımda size paylaşacağım.