Şair Bülent Parlak Anısına
Birkaç gün önce çok kıymetli şair Bülent Parlak beyefendinin ani vefat haberi aldım. Yüz yüze tanışma nasibim bu âlemde olmadı. Şairlerin ve yazarların kelimeleriyle tanıştıysanız onların ruhlarıyla da tanışmış olursunuz. Ben ruhunu tanımış okuyucularındandım. Onun ölüm haberi bana ölümü tekrar tekrar hatırlattı. Genç bir yaşta umutları hayalleri olan ve bu yolda gayret sarf eden bir insan. Bir anda dakikadan da kısa bir anda bu âlemden göçüp gidiyor.
“Neden yaşıyoruz be Elif” dedim neyin çabası. Daha fazla yemek yemek, daha iyi evlerde oturmak, konfor alanına yapılan sürekli bir hizmet. Gerçekten bu mu? Bunun için mi tüm gayretin? Belki de birçok insanın hayatımın baharındayım dediği bir yaşta gidiyor insanlar. İnsanoğlu ne yaparsa yapsın neye sahip olursa olsun mutluluk bulamamasının en büyük sebebi de bu belki de. Asla sonu olmayan dipsiz bir kuyuyu doldurma çabası. “Mutluluk gayrettir” diye okumuştum bir yerde. Ne kadar gayret ederse bir insan o kadar mutlu olur. Sahi mutluluk deyip duruyorum da ne mutluluk?
Bizler sürekli Allah’a inandığımızı söylüyoruz. Fakat ne yazık ki ona güvenmiyoruz. Ne acı… İnsan güvenmediğine inanır mı? Bu nasıl bir tezatlık? Ya da güvendiğimizi iddia ediyorsak neden bu kadar dünya derdimiz var?
Kaderin o kadar güzel bir işleyişi var ki şöyle dönüp uzaktan baksak, kendimizi tevekkül denizine sırt üstü bıraksak o işleyişini kusursuzluğunu görebiliriz. Sürekli devamlı canımız her acıdığında ahiretten alacaklı olduğumuzu iddia ediyoruz. Sanıyoruz ki ahiret sadece yargılama yeri. Sanıyoruz ki orası sadece hakların haklıya verileceği yer. Peki, kendimizden emin miyiz? Bizim de verecek hesaplarımız yok mu? Hesap inanın sadece ötede görülmeyecek. Bizler burada da yaşattıklarımızı yaşayacağız. İnanın hakkımızı almamız sadece oraya kalmayacak. Biraz daha derin bakın o zaman anlayacaksınız. Hakkını alma çabasından vazgeçip hak yememeye odaklandıkça zaten hakkın nasıl yerini bulduğunu göreceksiniz. Böylece adım adım insanlarla olan dertlerimiz bitecek ve asıl gerçek olan kendimizle derdimiz başlayacak.
Dilerim kendimizle savaşımızı kazanmadan hikâyemizi bitirmeyiz…
Bu hafta ki yazımı Bülent Parlak’ın çok sevdiğim bir şiiriyle bitireceğim. İnşallah gittiği yerde de hikâyesini en güzel şekilde yazmaya başlamıştır. Rabbim merhametiyle muamele etsin tüm ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyorum…
“Yaşamım kaza süsü verilmiş bir cinayete benziyor
affedin beni
doğmuş olduğum için affedin
aslında dönmezdim gittiğim yoldan
hüzünlü çıraklara denk gelmeseydim”