Sözümüz Güçlü Türkiye İsteyenlere...

>
> "Hayatı müsvedde yaşamayın, temize çekmeye vaktiniz olmayabilir.” diyor Üstad...
> Ne güzel diyor değil mi?
> Şimdi siz; pervasızca ve hoyratça ülkenin güzide kurum ve kuruluşlarını, devlet kültürünü, manevi değerlerini ve birikimlerini ne idüğü belirsiz bahanelerle, birileri tarafından ve önceden planlanmış kurgu yöntemleriyle yıpratırsanız yarın bu durumu tamir etmeye de telâfi etmeye de vaktiniz olmayabilir...

> Bu gün içinde yaşanmaz hale gelen, âdeta cehenneme dönen ülkelerde de anarşiyi, terörü ve iç savaşı "küçücük bahanelerle" başlattılar, şimdi de güya “Üzülerek" ve “Endişeyle” seyrediyorlar. Hatta yetmiyormuş gibi arada da ateşe benzin dökerek bu "Alevleri" kuvvetlendiriyorlar. Sonra da Dünya'dan büyük saydıkları "Beş" içinde, Birleşmiş Milletlerde, Avrupa Birliğinde vs. oturup güya çözüm bulmaya çalışıyorlar; ama nedense, karışıklık çıkan bir ülkede ilk çözülmesi gereken öncelikli başlıklar, o ülkenin varsa petrolü-doğalgazı-madeni, stratejik coğrafi konumu ve merkez bankası oluyor...
> Sonra bakıyorsunuz:

> Her toplumun EN ZAYIF OLDUĞU TARAFINA, EN HASSAS BÖLGESİNE, EN KUTSALINA, EN SEVDİĞİNE VEYA EN SEVMEDİĞİNE dokunarak tahrik ve tahrip ediyorlar. Toplum mühendisleri çalışıyor da çalışıyor...
> Şimdi sizin dünyaya kıyasla en güçlü yanınız AİLE YAPINIZSA gelip oraya çalışacaklardır. Siz, Dünyayı çatlatırcasına TÜRK, KÜRT, ARAP, LAZ, ÇERKEZ v.s bir arada yaşayıp her dine ve inanca saygı gösterirseniz gelip sizi oradan, yani BİRLİK VE BERABERLİĞİNİZDEN vuracaklardır sizi...

> Eskiye kıyasla sizin hangi kurum ya da kuruluşunuz üzerinden ataleti atıp gerçek görev ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeye başlayınca bilin ki o kurumlara saldırılar başlamaktadır veya başlayacaktır...

> İşte bu yüzden günümüzün en etkili silahlarından biri olan MEDYA VE SOSYAL MEDYA silahlarıyla adeta kendi topuğumuza sıkmak için YARIŞMAYALIM... Aynı gemide olduğumuzu unutmadan; geminin bir bölgesinin su alması, o bölgede olmasan da seni de etkileyecek anlamına geldiğini unutmamalıyız.
> Cumhurbaşkanlığı dahil her kurumun hatası olabilir; T.S.K, Emniyet, Mit, DİYANET, kısaca her kurum ya da kuruluş hatadan münezzeh değildir. Bir yanlış varsa eğer, yıpratma veya yoketme yerine; tenkit, şikayet, eleştirme veya tamir etme yöntemine gidilirse hem kurumlar güçlenir hem de enerjisini içeride kaybetmeyen bir devlet dünyada da güçlenmiş olur.
> Tabii sözümüz ortak paydamız olan Güçlü Türkiye isteyenlere ve ülkesini sevenlere...
> Asla onun bunun uşağı olmuş, ona buna kuyruk sallayan dalkavuklara değil... Şahsi menfeatlerini ülke değerlerinin önünde tutan hainlere hiç değil...

> AKLINI VE İRADESİNİ BİR KİŞİYE VEYA BİR OLUŞUMA KİRALAYIP BİRER KUKLA GİBİ TALİMAT ALAN MANKURTLARA HİÇ Mİ HİÇ DEĞİL!
> Kalın sağlıcakla...