START-UP OLARAK YOLA ÇIKIŞ…
Birçok kişi girişimci zanneder, start up olanları olanları! Oysa çok girişimci vardır ama az start up vardır. Önce farkları söyleyelim, sonra konuya girelim…
Girişimci; başarısızlıklar karşısında yeni yol bulan, misyonu, vizyonu, hırsı ve tutkuları olan kişidir. 5 çeşit girişimcilik vardır. Birincisi geleneksel girişimci; yani çalışmasına eskisi gibi devam eden, işlerini büyütmek için, mevcut sektörlerin haricinde alternatifin olmadığını düşünen girişimci. İkincisi sosyal girişimci, yani toplumun devlet, işletmeler ve diğer sivil toplum tarafından çözülemeyen sorunlarını çözmek ve tamamen ortadan aldırmak amacıyla çalışan, kendinden çok toplumu düşünen, kâr değil; ticari kazanç -kendisini döndürebilmek- elde eden, sosyal dönüşümün sürdürülebilirliğini dikkate alan, sosyal fayda odaklı girişimci. Üçüncüsü ise, yeni girişimcilik yani, çalışmasına yeni iş anlayışıyla devam eden, yeniliğe ve yenilikçi sektörlere, küresel bakış açısından odaklanan, girişimcilik türü. Dördüncüsü sanal girişimcilik dediğimiz ve her geçen gün artan, internet üzerinden gerçekleşen girişimcilik türü. Beşincisi ve sonuncusu ise, kamu girişimciliği olup, Devletin finansal kaynağı ile üretilen, toplumsal amaçlı, tamamen Devlete bağımlı veya kısmen özgür karar verebilen kurumların olduğu girişimcilik türü olarak yerini alır.
Bunları birer örnek ile açıklayalım. Geleneksel girişimci birçok kişinin daha önce yaptığı çalışmayı yaparak, kendi işini kurar. Örneğin hambuger, pizza satan veya beyaz eşya satan bir kurumun bayiliğini o ilçeye ilk kez getirmek gibi. Sosyal girişici, kâr elde etmekten çok sosyal sorumluluk fikriyle yola çıkandır ki; genellikle, kooperatif, sivil toplum kurumu, kamu kurumu gibi kurumda bu tür çalışmalar gözlemlendiği gibi, çok ender de olsa kişilerin kendi menfaatleri yerine toplumsal faydayı düşünerek hareket ettiği girişimcilik türü. Üçüncüsü yeni girişimcilik modeli olarak geçer ve o bölgede olmayan ama olursa farklı olacak ürünleri ve hizmetleri fark eden kişiler burada yer alır. Bulunduğu ile ilk kez suschi getiren, şehirde ilk araç kiralama şirketini açan, ilk iskender restoranını açan, şehirde ilk avm inşa eden, bölgede ilk spor salonunu kuran, bölgede ilk beyaz eşya şirketini kuran, bölgede ilk temizlik şirketini kuran girişimci gibi. Bölgede olmayan ama olması gerektiğine inanılan kurum ile yerel halkın ihtiyacını farkındalık yaratarak oluşturan girişimcidir. Sanal girişimcilik, personel, yer kirası, genel giderler gibi birçok maliyetin en minimize olduğu girişimcilik türüdür ki; Trendyol, Çiçek Sepeti, Yemek Sepeti gibi örnekler verilebilir. Kamusal girişimci ise, Devlet tarafından önemli olduğu hissedilerek, doğru bölgenin seçilip; gerçekleşen çalışmaları kapsar. Atatürk döneminde kurulan Etibank, Sümerbank gibi kurumlar, günümüzde oluşturulan bor ürünleri, çip yapılması gibi kritik ürünlerle halkın daha kolay, daha hızlı ve daha ucuza nihai ürüne ulaşmasını amaçlayan girişimcilik türüdür.
Bir de start-up grubuna bakalım… Hızlı büyüme için tasarlanmış, teknolojiyi kullanabilen, daha önce uygulanmamış farklı bir fikri taşıyan ve global olmayı hedefleyen kişi olarak sahaya çıkar. İlk kez uygulanacak ürün/hizmet ile yenilikçi olan, farkındalık yaratan, risk alan, büyüme ve kâr odaklı kurumlardır. Start-up olan kişinin ihtiyacı fark etmesini, beyin fırtınası ile bulunan çözüm fikirleri ve bunun için yapılan araştırmalar, anketler takip ederek ilerler. Önemli olan daha önce fark edilmeyeni fark etmektir. Ülkemizde kurulan ilk hipermarket olan Gima Mağazaları, ülkemizde ilk tv kanalı olan TRT, dünyada ilk arama motoru Google, dünyada ilk sanal şirket Amazon gibi…
Kısaca her start-up bir girişimcidir ama her girişimci bir start-up değildir!
DÜNYADA İLKİ TÜRKİYE’DEN ÇIKARMANIN GURURU BÖYLE BİRŞEY….
Farklı bir bakış açısı ile yola çıkıp; start-up ile sosyal girişimciliği bir araya getirmek için karar vermiş kişiyim... Start-up olarak ülkemizde, hatta araştırdığım kadarıyla dünya genelinde gözlemlemediğim sonuç; böyle bir çalışmanın daha önce hayata geçmemiş olması! Hepinizin bildiği start-up olanlar çok güzel kazançlar elde etmelerine karşın, bizim amacımız sosyal girişimci fikri olan start-up olarak, kâr yerine sosyal amaca odaklanmamız ve ilki öğrencilere yaşatmamız … Peki nasıl bir çalışma; nedir bu fark?
Ülkemizde yüzlerce sözlük var. Birçok e sözlük. 3 tane İİBF ile ilgili e sözlük hazırlayanlar, Türk Dil Kurumu, Anadolu Üniversitesi ve özel bir kurum... Peki derslere göre! Derslere göre düzenlenmiş bir çalışma hiç hayata geçirilmedi!
Herkesin bildiği 3 örnek, konuyu anlamak için yeterli olacaktır... Gerilla birlikleri, inkılap tarihine göre ülkesi için çatışan, siyasal bilimlere göre ülkesine karşı savaşan olarak zıt anlamlar taşır! Ortaklık ticarete göre, siyasal bilimlere göre, hukuka göre çok farklıdır… Kâr kelimesinin, iktisat, işletme, muhasebe derslerine göre çok değişik anlamlar taşımasına karşın, İİBF sözlüğünde sadece iktisat tanımı bulunur. İşte derse göre ayrı ayrı anlamlar taşıyan, doğru verilere ulaşılacak ilk ve tek çalışma; Ebru’nun Sözlüğü! Edinburg, Oxford, Standford, Sorbonne gibi üniversitelerin de sitelerini araştırdım ama böyle bir çalışma ile karşılaşmadım! İnşallah ülkemizden bir start-up çıkarılması ve Türkçemizin gelişmesi için, yapılan çalışmayı Devlet görebilir!
KİMLERE HİTAP EDEN BİR ÇALIŞMA?
Seneler önce açık öğretimde ve uzaktan eğitimde okuyanlar için bu yola çıkılsa da, korona ile tüm öğrencilerimizin uzaktan eğitim almak zorunda kalması, bize daha büyük bir görev yükledi. Zaten bu dönemde öğrencilerimiz uzaktan, sanal ortamdan çalışmayı da öğrendi. Bu yıl yaşanan depremler ile bir başka acıyı tattık ve çok daha geniş kitleye destek vermemiz gerektiğini hissettik!
2003 yılında başlayan, 2 Ocak 2023 tarihinde tamamlanan, 44.600 kelime, 130.000’den fazla kelime anlamı, 105 ders, 24 bölüm ve 4 sınıf olmak üzere 133 eser ile öğrencilerimize can simidi olacak bir çalışma. Açık Öğretimdeki öğrenci sayısı 2021 Kasım ayı verilerine göre 3.558.494. YÖK’e göre 2021-2022 öğretim yılındaki öğrenci sayısı 8.296.959 öğrenci öğretim görüyor. Kısaca 2. etapta hitap edeceğimiz öğrenci sayısı 8.296.959 öğrenci olacak... Öğrencilerimize destek olup, memnuniyet ve başarının yükselmesi sağlanınca, sizce öğretim üyeleri ile çalışmamız nasıl olur? O çalışmamız da hazır. Peki biz yurtdışında bir farkındalık yaratabilir miyiz? Ülkemize bir katkımız olur mu?
FARKINDALIĞIMIZ NE?
Ülkemizde örneği yok. Dünya çapında ise Wikipedia ve ChatGPT. Aramızdaki fark; Wikipedia kişiler, ChatGPT robotlar, Ebru’nun Sözlüğü akademisyenler tarafından hazırlandı! Ülkemiz teknoloji konusunda farkındalıkları ne yazık ki görmediği için, kısa bir süre önce konu X’in yani eski adıyla Twitter’en sahibi Elan Musk’a sunuldu. Cevap bekliyoruz…
Birçok yerel ve görsel basında yer alan, başta açık öğretim olmak üzere 208 üniversite öğrencine destek veren çalışmayı önce öğrencilere, sonra dünyaya yayılmak için tanınmış iş verenlere sunulacak çalışma. Ama en önemlisi ilk elime geçen kazançla Guiness Rekorlar Kitabına başvuracak baş yapıt!
Şimdi sıra bu konuyu anlatmak için ilk kez Ankara’da fuarda bulunacağız. İşimiz zor. Çünkü tüm fuar hepimizin bildiği gibi basılan kitapları sergilemekte. Oysa biz hepimizin telefonlarına, bilgisayarlarına indirebilecekleri e sözlükleri sergiliyoruz. Bu nedenle herkes kitapları sunuyor, biz ise resimleri ve uygulamaları… Farkındalığı görmek, uygulamayı öğrenmek isteyen herkes davetlimiz..
Unutmayalım ki; dil, ülkeyi birleştiren vatan, millet, bayrak, marş dil unsurlarının bağlayıcı etkisidir! Bu bağlayıcı etkide, start-up olmak hem mutluluk verici, hem sorumluluk alıcı bir görevdir!
Kısaca, girişimciler, ülkenin kalkınmasında, istihdamında, büyümede kritik noktada yer alanlar, start-up olanlar ise ülkeyi kalkındıracak girişimcilere, ilerleyen dönemlerde yapacakları yatırımlar için çoban ateşi yakarak; ileride yapılacak çalışmalara rehberlik edenlerdir. Biz start up olarak başladığımız, İstanbul, İTÜ, Yeditepe, Beykent, Marmara gibi birçok İİBF dekanların onayladığı çalışmamızın üzerinde, bir üniversite de çalışmaya başladı bile. Bildiğimiz her konuda yön göstermeye devam edeceğiz. Farkındalığın farkındayız… Sevgiler.
Ebru ÖZTÜRK
Eğitimci&Girişimci