"Tarihsel hafızanın gölgesinde: Recep Tayyip Erdoğan ve Özgür Özel arasında siyasi hesaplaşma"

          Türkiye siyasetinde gerilimli Bir haftanın ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı Özgür Özel arasında yaşanan söz düellosu, sadece güncel politik tartışmalarla sınırlı kalmadı; aynı zamanda Türkiye'nin siyasi hafızasında derin izler bırakan olayları da yeniden gündeme taşıdı. Erdoğan'ın açıklamaları, Özgür Özel'in partisinin geçmişine yönelik sert bir sorgulama içerirken, bu söylemler kamuoyun da geniş yankı uyandırdı. 

"Züccaciye dükkanına tren gibi girdi"

          Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hizip çatışmalarını pertelemek ve belediyelerdeki yolsuzluk iddialarını örpast etmek için kamuoyuna karamsarlık pompaladığını öne sürdü. Özelin açıklamalarını züccaciye dükkanına tren gibi girmek"olarak nitelendiren Recep Tayyip Erdoğan, bu çıkışın hem terörle mücadele sürecini gölgelediğini hem de kendi deyimiyle"Recep Tayyip Erdoğan'ın eline büyük bir fırsat verdiğini" belirtti.

"Cumhuriyet Halk partisi'nin tarihsel yükü ve Stockholm sendromu iddiası"

          Erdoğan, Cumhuriyet Halk partisi'nin tarihsel geçmişine dair sert eleştirilerde bulunarak, partinin "celladına aşık" bir tutum sergilediğini öne sürdü. İnsanda biraz utanma olur, mahcubiyet olur"diyerek Özgür özel'i hedef alan Erdoğan, Cumhuriyet Halk partisi'nin tek parti dönemindeki uygulamalarını hatırlattı. Ulus meydanı ile Türkiye Büyük Millet meclisi arasında 7-8 kilometrelik mesafeye dikkat çeken Erdoğan, bu iki nokta arasında Türkiye'nin siyasi tarihinde karanlık bir dönemin yattığını ifade etti. İstiklâl mahkemeleri, idamlar, 27 Mayıs darbesi ve 12 Mart muhtırası gibi olayları örnek göstererek, Cumhuriyet Halk partisi'nin bu süreçlerdeki rolünü sorguladı. 

"Menderes ve Deniz gezmiş üzerinden siyasi iddialar"

          Konuşmasında hem Adnan Menderes'in hem de deniz gezmişsin idamlarını gündeme getiren Recep Tayyip Erdoğan bu iki olayın arkasında da Cumhuriyet Halk partisi'nin bulunduğunu iddia etti, Menderes'in 27 Mayıs darbesi ile idam edildiğini ve bu darbeyi Cumhuriyet Halk partisi'ne desteklediğini savunan Erdoğan, Deniz gezmiş ve arkadaşlarının idamına da Cumhuriyet Halk partili milletvekillerinin 29 "evet" oyuyla katkı sunduğunu belirtti. Bu söylemlerle Recep Tayyip Erdoğan , Cumhuriyet Halk partisi'nin hem sağ hem sol kesimdeki mağduriyetlerin ortak paydası olduğunu öne sürdü. 

"Kürt meselesi ve Cumhuriyet Halk Partisi eleştirisi"

          Recep Tayyip Erdoğan, Kürt meselesi üzerinden de Cumhuriyet Halk partisi'ni hedef aldı. Tunceli'den Eruh'a kadar yaşanan acıların sorumluluğunun Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu iddia ederek, Kürt kardeşlerim kimin cellat olduğunu çok iyi biliyor dedi . Cumhuriyet Halk partisi'nin Kürt seçmenini yalnızca bir oy deposu olarak gördüğünü savunan Recep Tayyip Erdoğan, Özgür Özel'in Bu gerçeği saptırmaya çalıştığını ifade etti. Eğer cesareti varsa aynaya baksın, celladı orada göreceklerdir diyerek özele yüklendi. 

"AK Parti'nin terörsüz Türkiye vizyonu"

          Recep Tayyip Erdoğan'ın, konuşmasının devamında AK Parti'nin 2001'den bu yana sürdürdüğü terörle mücadele politikasını hatırlattı 2005'te Diyarbakır'da yaptığı bu sorun Benim de sorunum çıkışı ve 2013'teki çözüm sürecinde sarf ettiği baldıran zehiri içmek gerekirse içeriz sözlerini anımsatarak, aynı kararlılıkta yollarına devam ettiklerini vurguladı. Terörsüz bir Türkiye hedefi doğrultusunda umutlu olduklarını belirten Recep Tayyip Erdoğan, Allah'ın izniyle, Aziz milletimizin hayır dualarıyla bu sefer başaracağız" dedi. Ancak Recep Tayyip Erdoğan, sürecin önündeki tehlikelere de dikkat çekti. Terörün bitmesi ile birlikte işsiz kalacak olan bazı çevrelerin bu süreci sabote etmeye çalışacağını belirterek, istismar mekanizmalarının daha fazla devreye gireceğini ifade etti. 

"Geçmişle yüzleşme mi, siyasi polemik mi?"

          Bu karşılıklı açıklamalar, Türkiye siyasetinde geçmişin bugüne nasıl taşındığını ve siyasi aktörlerin bu hafızayı nasıl kullandığını gözler önüne seriyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihsel göndermeleri, Cumhuriyet Halk partisi'ni geçmişiyle yüzleşmesini talep etti; Özgür Özel ise bu eleştirileri, mevcut siyasi sorunları ve örtpas etmek çabası olarak değerlendiriliyor. Her iki liderin de söylemleri, sadece bugünün değil, Türkiye'nin yüzleşilmemiş geçmişinin de bir yansıması olarak okunabilir.