Uyanmak Vakti
Türkiye'nin baht kapısının anahtarı milli mutabakat , meşveret ve şuradır.
Çok değil, günün herhangi bir saatinde bu öğleyin olur veya akşam; milletçe koltuklarımıza yaslanıp, üzerinde olumlu, olumsuz ; nefret veya kin; sevgi veya hayranlık bina ettiğimiz tüm duygu ve düşüncelerimizden soyutlanarak bir objektif olma gayreti içine giremez miyiz?
Hangi siyasî görüşe, hangi dine yahut inanca sahipseniz, hangi ideolojik hedefin müdavim yolucuları iseniz bunları az bir süreliğine içeceğiniz bir kahve, yahut bir çay molasında eritip , biraz da zihninizin derinliklere kulaç atarak, mantık terazisinde iyice ölçüp biçeceğiniz , şu anki içinde bulunduğumuz kaotik ortam ile ilgili , gerek ekonomik, gerek sosyal,gerek siyasal , tüm sorunları, detaylarıyla , sağlam bir muhasebe eşliğinde çözümsel yanı ağır basan paradigmal nitelikli fikirler inşa edemez misiniz ? Hani bir söz vardır, "Konu vatan millet ise, gerisi teferruattır" diye. Bu minvalde düşünüp, her açıdan muhalif olduğumuz kişi veya kişilerin söz ve düşünceleri ile ilgili antipatiksel kazanımları kısa bir süreliğine akamete uğratarak bir platformda sağlam bir birlik ve beraberlik içinde ortaya çıkarmayı pekala başarabiliriz diyorum.
Eminim bu yöntem, çözümsel açıdan biraz daha rahatlatıcı gibi geliyor bana…
Yine herkes neyi seviyor, hangi görüşü benimsiyorsa ; subjektif bağlamda bir sürdürülebilirlik gayreti içinde kendini ifade edebilir, yeter ki bu duygu ve düşünceler şiddet içerikli aksiyonal bir moda dönüşmesin…
Şu an içinde bulunduğumuz ortamın pekte iç açıcı olduğunu söylemek doğruluk konseptine taban tabana zıt olduğu, bunun da insani normlara göre uygunluk arz etmediği ortada... Yani devekuşu gibi Avcı'yı görünce kafayı kuma sokmak , bile bile bir gafleti söz konusu yapmaktır ki, bu durum ülke için beyhude bir vakit kaybıdır.
Oysa , bu millet'in şu an boşuna akıtacak tek bir dakikası, bir saniyesi bile yok.
Bir ülkenin her alanda yükselişe geçmesi, istenilen seviyede tatminkar bir sonuç elde edebilmesi milli bir şiar olmalıdır. Yediden yetmişe herkesin bu yönde adım atması, taşın altına elini koyması gerekir...
Şahsi çıkarların, ülke çıkarlarları önünde dörtnala koşması ancak bir kaç kişiyi memnun eder; oysa asl olan milli bir refahın topyekün her kesimde yankı bulmasıdır.
Atılacak her adımın , her harekettin direkman ülkemizin ve milletimizin selameti yönünde olmalı... İsraf olunacak tek bir kuruşun dahi hesabı yapılmalıdır...
Geçenlerde haberlerde Ankara Büyükşehir Belediyesince Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ile ilgili bir bayan sanatçıya bir iki saatlik konser karşılığında , büyük miktarlarda para verileceği duyurulmuştu. Şimdi bu israf değil de nedir Allah aşkına..! Mademki bu kadar paranız var, bununla bir kişiyi değil, epey kişiyi sevindirin. Fakir fukara, garip gureba için bir şeyler yapın mesela..!
O sanatçı maddi açıdan zaten doymuş vaziyette...
Filozofların bir sözü vardır: " Önce karnını doyur ; sonra edebiyat yap. Altyapı olmadan, üst yapı inşa edilmez…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.