FIRTINA KELEPÇE TUTMAZ

"Ne mümkün zulm ile bidad ile imhâ-yi hürriyet Çalış idrâki kaldir muktedirsen âdemiyetten  "(Zulm ve işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak mümkün değildir. Çabala, gücün varsa,kaldır  insanoğlundan düşünmeyi )  Tevfik Fikret.

Esen fırtına'ya kelepçe vurulamaz..! 

 Bir insan, bir kitle, bir halk; bin bir tezgah, türlü oyun, yahut baskılarla susturulup, sindirilebilinir; ama onlardaki potansiyele gem vurulur mu işte bu mümkün değil..! Beden tutsak edilebilir ; amenna, ya tutsak edilenin veya edilenlerin fikirleri, düşünceleri, onları nereye koyacaksınız? 

Tüm bunları inkar edecek gücü kendinizde bulabilecek misiniz? 

Herkesin idrak yetisi ayrıdır... 

Farklı algılayış biçimlerinden, veya birbirlerine zıt fikirlerinden dolayı mı, yüce Allah; insanlara, haşa birbirinizi bitirin diye buyurmuş. 

Her bir farklı fikir , her bir muhalif  düşünce, güzel bir ortamda, gayet bir  hüsn-ü kabulle, güzel bir zeminde icra-i münazara olunsaydı,  herkesin yararına çok güzel şeylerin tecelli etmesi mümkün olacaktı. 

Bu dünya her canlı için yaşamsal bir alandır. Kimsenin; bir başkasının hayatı ile ilgili menfi  yönde bir  müdahalesi söz konusu olamaz..! 

Oysa  tüm bu  farklılıklar müsbet mecralarda hayat bulup, toplumsal çıkarlara dönüştürülebilinirdi. Asl olan da bu değil midir zaten! 

Farklılıkların bir zenginlik olduğu, tartışılarak en iyi en mükemmel, en akılcı olanın ortaya çıkarılmasının amaçlandığı ile ilgili bir kanının tezahürü, sabır, hoşgörü, empati gibi kavramların ön planda tutulmasına dair  çabaların teşekkülü, dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir toplumunda, olumsuz bir durumun yaşanmasını vakit kılmayacaktı. 

İnsanların bitmez tükenmez hırsları,istekleri, egoları yüzünden, misafirleri olduğumuz yeryüzü kan ve gözyaşlarına boğulup, zulümlere, savaşlara, katliamlara sahne oldu

Oysa Yüce Allah bu dünyayı Cennete benzer yarattı. Yarın Mahkeme-i Kübra'da, "siz neden Cehenneme çevirdiniz diye sorsa; bunun cevabını verecek olan bulunur mu, orası belli değil...