VARLIKTA ŞÜKÜR DARLIKTA SABIR

Hayatta çoğu zaman dar boğazlardan geçeriz, sıkıntıya düşünce veryansın ederiz, hatta bu
musibet neden beni buldu diye çoğu zaman isyan ederiz. Sıkıntılara sabır göstermek genellikle zor
gelir.

Hâlbuki işler istediğimiz gibi yolunda gittiğinde durum öyle mi? Ne geçmişin kederleri ne
geleceğin endişeleri aklımıza bile gelmez. Vur patlasın çal oynasın der, dünyanın geri kalanını bir an
bile düşünmeyiz.

Hayatımızın inişli çıkışlı bir güzergâhı olduğunu söyleyebiliriz. Hayatın bu iniş ve çıkışlarına
mutlaka maruz kaldığımızdan, yaşayarak tecrübe edinmiş oluruz. Tam her şey güzel giderken bir
aksilik çıkar. Ya da bu musibetten nasıl kurtulacağız derken ummadığımız bir fırsat nasip olur. O
sıkıntılı sürecimizin nasıl geçtiğini, buhranlı süreçten nasıl kurtulduğumuzu, nasıl feraha erdiğimizi
bile anlayamayız. Hepimiz hayatımızda bu tarz durumlarla onlarca kez karşı karşıya kalıyoruz.
Bu hususta Hazreti Alinin çok güzel bir sözü vardır “Hayat iki günden ibarettir. Bir gün
lehine(yani sana tebessüm halinde), bir gün aleyhinedir(yani hüzün içinde). Gün lehine
olduğunda şımarma, aleyhine olduğunda da daralıp feryad-ü figan etme!”.

Günlerimiz güzel geçtiğinde şımarıp haddi aşmamalı, sıkıntılı zamanlarımızda ise sabır içinde
süreci en az hasarla atlatmalıyız. Aslında Hz. Alinin bu sözü peygamberimiz Hz. Muhammed’in
(s.a.v) “İmanın yarısı şükür, yarısı sabırdır” hadisi şerifini de destekler niteliktedir.
İşte telafisi olmayan tek sınav olan hayat sınavımızda başarıya ulaşmak istiyorsak,
musibetlere, dertlere, belalara, hastalıklara sabır, sağlığa, ferahlığa da şükür etmeliyiz.
Sabretmek aslında ferahlamanın anahtarıdır. Şükür ise nimetin artmasına vesiledir.
Yeterli ve dengeli beslenme vücut sağlığımızın temel ilkesi olduğu gibi, dengeli yaşamak da
akıl sağlığımızın temel ilkesidir.

Hayatı uçlarda yaşamamalı, sahip olduklarımızın farkında yaşamalı, haddi aşmayıp şükür
etmeyi ihmal etmemeli ve başımıza bir musibet geldiğinde ise sabır göstermeliyiz.
Kısacası, Allah’ın her hükmüne gönülden teslimiyet etmeliyiz.

Saygılarımla
Gamze BİLİCİ