Mustafa KAPLAN

Tarih: 12.03.2025 10:45

YOKLUKLA SINANMAK..!

Facebook Twitter Linked-in

YOKLUKLA SINANMAK

 Gerek iktidarın,gerek muhalefetin,gerek diğer partilerin birbirlerine karşı takındıkları olumsuz tavırları,nefret içerkli söylemleri ,meclis çatısı altında kavgalara varan tutum ve davranışları yadırganmayacak gibi değil...

Peki tüm bunların şu ana kadar  ülkeye bir yararı oldu mu; nasıl olsun ki..!

Tamam..! Birbirinizden pek haz etmediğiniz ortada... Ama bize de   gına geldi artık...

 

Bu tür söylemlerin,kavgaların,tartışmaların  hergün temcit pilavı gibi önümüze servis edilmesi dayanılır gibi değil.Bu üç günlük dünyada neyi paylaşamıyorsunuz Allah aşkına..!

Bunca dertlerle, sıkıntılarla cebelleşmekten, pahalılıktan helak olmuş iken; iktidar veya muhalefetin, siyasi  hesaplarını gerek yazınsal,gerek görsel ,gerek başka platformlarda uluorta  dilendirmeleri ile ilgili bize yaşatılan sendrom çekilecek gibi değil..

Bu ülke, üzerinde yaşayan herkesindir. Herkesin bir şekilde ülkenin sorunlarıyla hemhal olması gerekir.

 

Şu parti, bu parti; yahut şu partiden, bu partiden diye bir şey yok...Hepimiz aynı  gemide seyahat eden yolcularız... Geminin selameti herkesi ilgilendiren bir konudur...Kimsenin  bunun dışında kalmak gibi bir lüksü olamaz. Önemli olan bu ülkenin bekasıdır...

Sizler en tepede, kavgalarınızı büyük bir zevk içinde ifa ederken(!) alttakilerin can çekiştiğini görmezlikten gelmenizi  anlamakta zorlanıyorum gerçekten...

Bakkal,pazar,market zamhane,her vatandaşın evi olmuş gamhane ...

 

Enflasyon ejderhası kanatlanmış ,tepemize tepemize zam'dan ateşini püskürtürken, sizlerdeki bu rahatlık beni şaşırtıyor doğrusu... 

 Emekliye üç beş kuruş  zam verirken, konut kiralarını yükseltip ,ev sahipleriyle onları karşı karşıya getirmenin doğurduğu stresle yüzüstü bıraktınız...

Yakında ev sahibi-kiracı kavgaları muhakeme salonlarını lebalep doldurusa, o zaman seyr edin gümbürtüyü...Belki de çoktan davalar başlamıştır bile..!

 Şimdi kalkıp, bu düşünceler bireyseldir , kim kaale alır ki derseniz; bilin ki ben toplumu var eden unsurlardan bir tanesiyim.Yani toplum benim gibi bireylerin bir araya gelmesiyle var olur...Devletleri de var eden toplumlardır.. 

 Kimim ben, öyle mi..!  Ben milettim... işte cevabım..!  Oylarımla başa getirir; oylarımla indiririm...

 Bunca problemin altında yıllardır eziliyor iken;sizce  bunu hak ediyor muyuz ..

 

Siz  bayramlarda çocuklarınıza veyahut torunlarınıza harçlık veremeyen bir babanın,bir dedenin veya bir annenin duyduğu  burukluğu yaşadınız mı hiç..!

Akşam evinize eli boş gelirken,eşinizin yüzüne bakamamak gibi bir mahcubiyet yaşamışlığınız oldu mu?

Garip gurebanın, askıda ekmek almaya mecbur bırakıldığı bu zamanda; fırıncıdan ekmek isterken ürkekliğin ve utangaçlığın birlikteliğinden doğan konjonktürel yansımaları yüzünüzde kızarıklık olarak nakş edildiğine tanık oldunuz mu peki..?

 Oysa bu millet,Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkesiyle; onuru,gururuyla,vakur duruşuyla maruf-u cihandır.Aç kalır,aç ölür; ama değerlerinden asla tavizkar olmaz...

 Bakın bununla ilgili bir hikaye anlatayım isterseniz...

 

Kurtuluş savaşında Yunanlılarla mucadele tüm şiddetiyle devam etmektedir...Bir ara her iki taraf geçici olsa da;  aralarında kısa süreli bir ateşkes anlaşmasına varırlar...

Her iki tarafın mevzileri birbirlerini duyabilecek  mesafede dir...

 İstirahat halinde iken,bir ara Yunanlılar tarafından;  Türk mevzisine bir peksimet atılır... Arkasında bir yunanlı asker, "Hey Türko, sizde böyle peksimet var mı... Şimdi açsınız, alın yeyin(! )" diye alaycı bir ses tonuyla seslenir...

Gerçekten,Türk tarafı yiyecek konusunda  sıkıntı  çekmektedir...Bir yaşlı kadının getirdiği bir kova yoğurttan başka yiyecek bir şeyleri yoktur... Ama mutlaka düşmanlarına verecek bir cevabı olmalıdır değil mi..?

  Bir Türk askeri, düşmana zayıf yanlarını göstermemek adına, o yoğurt kovasını kaptığı gibi; arkadaşlarının şaşkın bakışları arasında Yunan mevzilerine fırlatıp şöyle der, " Sizde böyle taze  yoğurt  bulunur mu peki?  Elhamdülillah karnımız tok,buyurun afiyet olsun.(!)"

 Böyle şanlı  geçmişe sahip bir millete yüklenecek sıkıntılar değil bunlar.

 Bir ülkeyi var eden ,kendine has değerlerdir. Allah korusun ekonomi çökerse tüm bu değerlerin kaybolup,silinebileceği tahmin edilemeyecek bir durum değidir.

 Boşuna "Allah kimseyi açlıkla sınamasın"denmemiştir...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —