Önder GÜZELARSLAN

Tarih: 12.09.2025 10:05

Artuklu Dönemi Mimarisini Yansıtan Kasımiye Medresesi

Facebook Twitter Linked-in

Artuklu Dönemi Mimarisini Yansıtan Kasımiye Medresesi

Birçok farklı dil, din ve kültür mozaiğiyle yoğrulan Kuzey Mezopotamya’nın önemli bir şehri olan Mardin’in sembol eserlerinden birisi şüphesiz Kasımiye Medresesi’dir. Günümüze kadar mükemmel yapısıyla ayakta kalabilen medrese görenleri büyülemeye devam ediyor. Mimari yapısı iç ve dış görünümü son derece akılcı bir proje olarak yapıldığını gösteriyor.

Mardin, medeniyetlerin beşiği bir yerleşim yeri. Milattan öncesi ve sonrasında günümüze gelinceye kadar birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapan şehirde Roma döneminden bu yana kültürel birçok eser bulunuyor. Şehir 1071 Malazgirt Savaşı sonrasında Türklerin eline geçtikten sonra Selçukluların, akabinde ise Artukluların egemenliğine girdi. Bu dönemde en parlak yıllarını yaşayan Mardin’de, Artuklu Dönemine ait bir eser var ki; ilk gördüğümde beni çok etkiledi. 2017 yılı ve sonrasında her Mardin’e gidişimde mutlaka ziyaret ettiğim bu eser, yapımına Artuklu hükümdarı Sultan İsa döneminde başlanmış, Timur dönemindeki Moğol saldırılarıyla sekteye uğramış, sonrasında Akkoyunlu Hükümdarı Cihangir Mirza’nın oğlu Sultan Kasım döneminde 1457-1502 yılları arasında tamamlanmıştır. O eser, Kasımiye Medresesi’dir.

Muhteşem bir mimari özelliğe sahip olan medrese, iki katlı, kubbeli, tek ve açık avlulu şekilde inşa edilmiş, yapımında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Mardin denilince akla ilk gelen şey **“taş ve kil”**dir. Bu ikili Mardin medeniyetinin temel taşıdır. Şehrin güneybatısındaki Mardin Şehir Stadyumunu geçtikten sonra itfaiye garajından sağa sapılarak 250 metre gidildiğinde ulaşılan Kasımiye Medresesi, faal olduğu dönemlerde yalnızca dini eğitimler değil aynı zamanda pozitif bilimlerde, özellikle tıp başta olmak üzere astronomi, matematik ve kimya alanında da eğitim vermiştir.

Medrese oda kapılarının üzerinde bulunan tıbbî amblemler, her bir odanın tıbbın ayrı bir dalına has eğitim verdiğini gösteriyor. Ayrıca avludan dersliklere girilen kapıların yüksekliği bir metreden biraz fazladır. Bunun sebebi ise “Öğrenci hocasının huzuruna girerken başını eğsin, hürmette kusur etmesin.”

800 yıldan fazla tarihe sahip olan medrese, kesme taştan yapılmış duvarları, havuzlu avlusu ve kubbeleriyle Mardin’de en çok ziyaret edilen Artuklu mührünü vuran eserlerden biridir.

Medreseye güney cephesinden ince işçilikli bir taç kapının bağlandığı tonozlu kemerli koridordan geçilerek girilir. Kemerli koridorun ardından derslerin gerçekleştiği ana mekâna ulaşılır. İç avlu, etrafı dört taraftan revaklarla çevrili, ortasında havuz bulunan dikdörtgen bir yapı şeklindedir.

Oldukça büyük olan avluda yer alan havuzun yapılış mantığı son derece derindir. Akan suyun akışıyla doğumdan ölüme kadar insan hayatı simgelenmiştir. Çeşmeden çıkan su doğumu, döküldüğü yer gençliği, uzun oluk olgunluğu, havuzda toplanması ise ölümü temsil eder. Medrese içinde alt katta on bir, üst katta on iki olmak üzere toplam 23 oda bulunuyor.

Kasımiye Medresesi, eğitim verdiği dönemde bölgenin en zengin ve geliri en yüksek vakfına sahip eğitim merkezlerinden biri kabul edilirdi. 16. yüzyılda Mardin’in en fazla kaynağa sahip medresesi olduğu bilinir. Gelirleri gayrimenkul kiralarından, köy ve mezraların malikâne hisselerinden sağlanırdı. Giderlerin bir kısmı görevli çalışanlara, diğer kısmı ise hoca ve öğrencilerin iaşesine ayrılırdı.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında kapatılan medresede iki mescit ve bir türbe bulunur. Türbede Kasım Bey ve kız kardeşinin mezarları olduğu düşünülmektedir. Medrese içerisindeki olağanüstü akustik, derslerde öğrencilerin dikkatini toplamak amacıyla düzenlenmişti. Ses farklı noktalarda farklı yankılanır. Aynı zamanda odalara giren ışık, günün belirli saatlerinde farklı gölgeler oluşturur. Bu da zamanın akışını, bazen bilgiyi, bazen uyanışı temsil eder.

Osmanlı’nın son döneminde vakıf gelirlerinin azalması, savaşlar ve göçler nedeniyle kapanan Kasımiye Medresesi uzun süre metruk halde kaldı. 1964 ve 1990’daki restorasyon girişimleri sonuçsuz kalırken, 2008 yılında tam olarak restore edilerek kültürel hayata kazandırıldı. Bugün Cezeri Sanat Müzesi olarak hizmet veren medrese, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Aynı zamanda kültürel etkinliklere, sergilere ve belgesel çekimlerine de ev sahipliği yapıyor.

Eşsiz mimarisiyle Mardin’in sembolü olan Kasımiye Medresesi, Mezopotamya Ovası’na hâkim manzarasıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir huzur ve gönül rahatlığı sunuyor. Eğer Kasımiye Medresesi’ni ve kadim kültürlerin beşiği Mardin’i henüz ziyaret etmediyseniz hiç vakit kaybetmeden yönünüzü Mardin’e çevirmelisiniz.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —