Mehmet LEBLEBİCİ

Tarih: 25.11.2025 09:58

Bir Zamanlar Emekli Maaşıyla Altın Alınırdı…

Facebook Twitter Linked-in

 

Bir Zamanlar Emekli Maaşıyla Altın Alınırdı…

Yılbaşı yaklaşırken emeklilerin aklında tek bir soru var: "Bu kez ne kadar zam alacağız?" Aslında bu soru, sadece bir rakam beklentisi değil... Bir neslin sessiz ama derin hayal kırıklığının da özeti. Bugün emekliler, pazara çıkarken iki kez düşünüyor, torununa harçlık verirken eski cömertliğini arıyor. Oysa 1990'lı yıllarda tablo bambaşkaydı.

Emekli maaşı, bir hanenin onuruyla yaşayabileceği ölçüde güçlüydü. Pek çok emekli, maaşıyla altın alır, kenara koyar, "yarına güven" denen şeyi hissederdi. 90'lar her şeye rağmen farklıydı. Emekli maaşı, çalışarak geçirilen on yılların karşılığı olarak bir değere sahipti. İnsanların cebine para girdiğinde yüzleri güler, "birikim" kelimesi sadece sözlükte değil, günlük hayatta da karşılık bulurdu.

Şimdi emekliler yılbaşı zammını konuşuyor ama aslında konu sadece zam değil. Konu pazarda fiyat sormadan alışveriş yapabilmek... Faturayı öderken yüzünün kızarmaması... Bir hastaneye giderken "acaba bu ayın sonunu getirebilir miyim?" diye düşünmemek... Torununa bir çikolata alırken bile iki kere hesap yapmamak...

Yıllarca çalışmış, üretmiş, ülkesine hizmet etmiş milyonlarca insan, hayatlarının en sakin olması gereken dönemini, geçim kaygısının gölgesinde geçiriyor. Çünkü en acı gerçek şu: Emekliler artık maaşıyla altın alamıyor; ne yazık ki bazen pazar filelerini bile dolduramıyor. Yılbaşı zammı, belki geçici bir nefes olur. Ama esas ihtiyaç, emeklilerin hayatını gerçekten kolaylaştıracak, yılların emeğini onurlandıracak kalıcı ve adil bir düzenlemedir. Bir zamanlar emekli maaşıyla altın alınırdı. Bugün ise emekliler, eski günlerdeki gibi "altın değerinde" bir yaşam umuduyla yeni yılı bekliyor. Türkiye'de milyonlarca emekli, yıllarca çalıştıktan sonra hak ettikleri huzuru bulmayı hayal ederken, maalesef çoğu, temel ihtiyaçlarını karşılamada bile zorlanıyor.

Özellikle kira yükü, emekli maaşlarının üzerindeki en büyük kambur hâline geldi. Son yıllarda artan yaşam maliyetleri, enflasyon ve kira zamları, sabit gelirli emeklinin belini büküyor. 90'lı yıllarda emekli maaşıyla market alışverişi, küçük birikimlerle tatil yapmak mümkündü; bugün ise maaşın yarısı sadece kiranın ödenmesine gidiyor. Kalan azıcık para ise elektrik, su, doğal gaz ve gıda masrafları arasında tükeniyor. Bu durum, toplumun sessiz krizi hâline geldi. Emekliler, maaşlarını ek gelirle tamamlamaya çalışıyor; bazısı çocuklarından destek alıyor, bazıları ise temel ihtiyaçlarını kısmak zorunda kalıyor. Kira ödemek için endişelenen bir emekli, bu hakkını yaşayamıyor. Çözüm için acil önlemler şart. Kira desteği, sosyal yardımların artırılması ve emekli maaşlarının enflasyon karşısında reel değerinin korunması, hükümetin öncelik vermesi gereken konular olmalı. Aksi hâlde, her geçen gün artan kira yükü, emeklilerimizi borç batağına sürüklemeye devam edecek. Toplumun en değerli kesimi olan emeklilerimizin huzuru, yalnızca onların değil, hepimizin sorunudur. Onların hak ettiği rahat ve güvenli yaşamı sağlamak, sosyal adaletin de gereğidir.

Mehmet Leblebici

Anahtar Kelimeler: Emekli Maaşı, Yılbaşı Zammı, Emekli Krizi, Kira Yükü, Yaşam Maliyetleri, Emekli Altın Alımı, 90'lı Yıllar Emeklilik, Sosyal Adalet, Emekli Destek, Mehmet Leblebici


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —