Türkiye'nin siyasi tarihinde, terörle mücadele ve milli birlik konusu her zaman en hassas başlıklardan biri olmuştur. Bu bakımdan, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) son yıllarda sergilediği siyasi tutumlar kamuoyunda geniş tartışmalara neden olmuş, özellikle PKK terör örgütü ile dolaylı ya da doğrudan ilişkilendirilen adımlar, milliyetçi çevrelerde büyük tepki toplamıştır.
Türk milletinin özgüvenini sağlayacak nitelikte adımların atılması ve tavizsiz bir Türkiye modelini ortaya koymak şarttır. Türk milletinin ikna olabilmesi için daha çok çabaya ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Siyasiler siyasi süreçleri görmezden gelerek siyaset yapabilirler mi? Milletle beraber siyaset, milleti doğru olana ikna etmekle başlar. Milleti ikna etmeden çıkılacak yolun sonuçları şok edici olabilir; kaos ve karmaşaya yol açabilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin bu sürece başladığından beri dikkatli olduğu, kaybetmeden hareket etmeye çalıştıklarını not edebiliriz. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, her basın açıklamasında süreçle ilgili odağı kaybetmemenin öneminden bahsetti. Bahsedilen odak şuydu: "PKK tüm uzantılarıyla silahları bırakmadan, tehdit olmaktan çıkmadan pazarlık görüntüsü verilmeyecektir."
Cumhuriyet Halk Partisi, son yıllarda Türk milletine milliyetçilik maskesi ile yaklaşmaya çalışsa da geçmişteki icraatları ve ittifakları, bu söylemin samimiyetini sorgulatmaktadır. CHP'nin yaklaşık 40 yıldır PKK ile olan dolaylı ve doğrudan işbirliklerini, seçim stratejilerini ve terörle mücadele konusundaki tutumunu kamuoyunun dikkatine sunuyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisi olmasına rağmen son kırk yılda izlediği politikalarla bu mirasa ters düşen adımlar atmıştır. Özellikle PKK'nın siyasi uzantısı olarak görülen partilerle kurduğu yakın ilişkiler, bu partilerin Meclise taşınmasında kritik roller oynamıştır. HDP'nin barajı aşarak Meclise girmesi ile birlikte ilk kutlamayı yapan partinin Cumhuriyet Halk Partisi olması, bu ilişkinin boyutlarını gözler önüne sermektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi her seçim döneminde "her evden bir oy" çağrısıyla HDP seçmenine göz kırpmış, büyük şehirlerde, özellikle İstanbul, Ankara, Adana gibi kritik illerde HDP ile zımni ittifaklar kurmuştur. İstanbul'un Esenyurt ilçesinde belediye başkanlığının HDP'ye yakın isimlere peşkeş çekildiği iddiaları, bu iş birliğinin sadece söylemde değil, pratikte de var olduğunu göstermektedir.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde kurulan Altılı Masa'ya PKK'nın siyasi uzantılarının da dolaylı olarak dâhil edilmesi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu yapılarla olan ilişkisini daha da görünür kılmıştır. Bu süreçte, terör örgütü liderinin kardeşi aracılığıyla kamuoyuna gönderdiği mesaj, seçim stratejisinin bir parçası hâline getirilmiştir. Bu da milli vicdanda derin yaralar açmıştır.
Devlet Bahçeli'nin öncülüğünde başlatılan "Terörsüz Türkiye" vizyonu kapsamında, PKK'nın silah bırakması ve Türkiye'den çekilmesi yönünde önemli adımlar atılmıştır. Bu süreçte İmralı'daki terörist başının da rolü olduğu inkâr edilemez. Ancak dikkat çekici olan, Mecliste bu süreci destekleyen partiler arasında Cumhuriyet Halk Partisi'nin olmamasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin oylamaya katılmaması ve sessiz kalmasıdır. Bu tavır, Cumhuriyet Halk Partisi'nin terörle mücadeledeki samimiyetini sorgulatmaktadır.
Bugün geldiğimiz noktada, Cumhuriyet Halk Partisi, Türk milliyetçiliği söylemini sahiplenmeye çalışmakta ancak geçmişteki eylemleri bu söylemin inandırıcılığını zedelemektedir. PKK ile aynı çizgide yürüyen, terör örgütünün siyasi uzantıları ile iş birliği yapan, Mecliste terörle mücadeleye dair kritik oylamalarda geri duran bir partinin şimdi milliyetçilik iddiasında bulunması, kamuoyunda "üçüncü maymunu oynuyorlar" şeklinde yorumlanmaktadır. Türk Milleti kimin ne yaptığını, kimlerle yürüdüğünü, kimlerin gölgesinde siyaset yaptığını çok iyi biliyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçmişi ortadadır. PKK ile kurduğu ilişki, yaptığı ittifaklar, sergilediği tutumlar unutulmamıştır. Bugün milliyetçilik kisvesi altında yürütülen siyaset, milletin vicdanında net ve kararlı bir duruş beklemektedir.
Anahtar Kelimeler: Cumhuriyet Halk Partisi, PKK İttifakı, Terörle Mücadele, Siyasi Sorumluluk, HDP Meclis, Seçim İttifakları, Altılı Masa, CHP Milliyetçilik, Recep Tayyip Erdoğan, Ömer Çelik, ismet ünal,