İsmet ÜNAL

Tarih: 14.11.2025 09:04

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Atatürk'ten Uzaklaşan Yüzü

Facebook Twitter Linked-in

10 Kasım Gözyaşlarıyla Maskelenen Gerçek: Cumhuriyet Halk Partisi'nin Atatürk'ten Uzaklaşan Yüzü

Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu Partisi olarak tarihsel bir mirasa sahiptir. Ancak bu miras, son yıllarda partinin söylem ve eylemleriyle ciddi biçimde aşındırılmıştır. Atatürk’ün adı, yalnızca sembolik bir araç hâline getirilmiştir. Her 10 Kasım’da gözyaşlarıyla sahnelenen törenler, partinin gerçek duruşunu gizlemeye yetmemektedir.

Atatürk'ün adı üzerinden siyaset: samimiyet mi, sömürü mü? Cumhuriyet Halk Partisi'nin bazı yöneticileri, Atatürk'ün adını kullanarak halkın duygularına hitap etmeye çalışırken, aynı anda onun ilkeleriyle çelişen politikalar izlemektedir. Atatürk'ün “İstikbal göklerdedir” sözünü hatırlatırken, Türkiye'nin savunma sanayisindeki başarılarına, İHA-SİHA-KAAN gibi projelere karşı çıkmaları büyük bir çelişkidir. Mavi Vatan doktrinini küçümseyen, Karabağ zaferine mesafeli duran bu tutum, Atatürk'ün “Bağımsızlık benim karakterimdir” ilkesine açık bir aykırılıktır.

Atatürk kalksa Cumhuriyet Halk Partisi'ne genel başkan olur muydu? Bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi, Atatürk'ün kurduğu partiyi bir holding mantığı ile yönetmektedirler. Belediyelerdeki yolsuzluk iddiaları, valizlerle taşınan paralar, sinyal kesicilerle örtülen skandallar, halktan kopmuş bir zihniyetin göstergesidir. Atatürk'ün koltuğuna oturanlar, onun adını anmaktan bile imtina eden il başkanları, sıkıştıklarında “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarına sarılırlar. Diğer yandan, yabancı istihbarat servisleri ile iş tutmakla suçlanmaktadırlar.

10 Kasım tiyatrosu: gözyaşıyla temizlenmeyen ihanet. Her yıl 10 Kasım'da sahnelenen duygusal gösteriler, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Atatürkçülük iddiasını yeniden gündeme taşır. Ancak bu gösterilerin ardından gelen günlerde, Atatürk'ün mirasına aykırı söylem ve eylemler hızla geri döner. Yerli üretime karşı çıkılır, İsrail mallarına yönelinir. İnançlara hakaret edilir. Atatürkçülük, içki masalarında nostalji olarak yaşatılırken, gerçek anlamda millî duruş terk edilir.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin dönüşümü: kurucu ruhun tersine evrimi. Cumhuriyet Halk Partisi artık halkın partisi değil. Elitlerin, çıkar gruplarının ve dış bağlantılı yapıların temsilcisi hâline getirilmiştir. Terör örgütleri ile kurulan ittifaklar, belediyelerdeki skandallar, yargıya yönelik hakaretler ve casusluk iddiaları, partinin kurucu değerlerinden bağını kopardığını göstermektedir. Atatürk'ün kurduğu bu parti, bugün onun ilkelerine en uzak noktada konumlanmıştır. Bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki yöneticiler, sahte Atatürkçülük adına Atatürk'ün ismini kullanıp, partiyi yabancı servislerle peşkeş çekerek, tıpkı “altıncı masayı kurdurttukları gibi” Batı’nın tahakkümü altında yönetmeye çalışıyorlar.

 

Anahtar Kelimeler: 10 Kasım, Cumhuriyet Halk Partisi, CHP, Atatürk, Atatürkçülük, millî duruş, siyasi eleştiri, yerli üretim, İHA SİHA, casusluk iddiaları, köşe yazısı, ismet ünal, ismet ünal chp yazıları,

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —