Prof. Dr. Ekrem ÇULFA
Tarih: 18.09.2025 09:37
Hısım Ne Zaman Hasım Olur?
Hısım Ne Zaman Hasım Olur? 5N1K Perspektifinde Nedenleri ve Çözümleri
Giriş
Aile ve akrabalık bağları, insanın toplumsal kimliğinin temel taşlarını oluşturur. Türk kültüründe “hısım” sözcüğü, hem kan bağıyla hem de evlilik yoluyla kazanılan yakınlıkları; “hasım” ise düşmanlığı, karşıtlığı ve çatışmayı temsil eder. İnsanlık tarihi boyunca, en yakınların en derin yaraları açtığı sıkça gözlenmiştir. Aile içi husumetler, sadece bireyler arası çatışmalar değil; aynı zamanda toplumun sosyolojik yapısını, değer sistemini ve gelecek kuşakların ilişkilerini de etkiler.
Hısımın hasıma dönüşmesi, sadece bireylerin öfkesiyle açıklanamaz. Bu süreç, çocuklukta edinilen değerlerden sosyo-ekonomik adaletsizliklere, milli–manevi bağların zayıflamasından politik kutuplaşmaya kadar çok katmanlıdır.
Bu makalemde, “Hısım ne zaman hasım olur?” sorusu, 5N1K yöntemi çerçevesinde ele alınacak ve çözüm yolları psikolojik, pedagojik, sosyolojik, politik, milli–manevi ve kültürel boyutlarda tartışılacaktır.
Ne? (Olayın Tanımı)
Hısımın hasıma dönüşmesi, akrabalık veya yakınlık ilişkilerinde sevgi, güven ve dayanışma gibi olumlu duyguların yerini, kıskançlık, çıkar çatışması, adaletsizlik ve düşmanlık gibi olumsuz duyguların almasıdır. Bu dönüşüm çoğu zaman yavaş ilerler: önce iletişimde bozulma, ardından güven kaybı, sonrasında da açık çatışma ortaya çıkar (Baumeister & Leary, 1995).
Neden? (Sebepler)
Psikolojik Sebepler
Psikoloji literatüründe, en yoğun duygusal çatışmaların en yakın ilişkilerde ortaya çıktığı belirtilir. Kardeş kıskançlığı, adalet algısının bozulması, ihanet ve güvensizlik duygusu hısımın hasıma dönüşmesinin temel psikolojik nedenlerindendir.
Bana göre: “İnsan, kendisine en çok değer verdiğinin haksızlığına uğradığında, en keskin öfkeyi hisseder. Bu öfke doğru yönetilmezse düşmanlığa dönüşür.”
Pedagojik Sebepler
Çocukluk döneminde empati, paylaşma, adalet ve uzlaşma becerilerinin kazandırılmaması, ileride akrabalık ilişkilerinde çatışmalara yol açar (Bronfenbrenner, 1994). Eğitim sisteminde sosyal-duygusal öğrenmenin eksikliği, bireylerin krizleri sağlıklı yönetememesine sebep olur.
Sosyolojik Sebepler
Aile içi miras davaları, mal paylaşımı, ekonomik eşitsizlikler ve toplumsal sınıf farkları hısım–hasım dönüşümünün sosyolojik nedenleridir. Ayrıca modernleşmeyle birlikte bireyselleşmenin artması, geleneksel dayanışma kültürünü zayıflatır (Giddens, 2006).
Politik Sebepler
Adalet sistemindeki yavaşlık, hukukun yetersizliği ve politik kutuplaştırıcı söylemler, aile içi sorunları büyütür. Toplumsal düzeydeki politik çatışmalar, akrabalar arasında da kamplaşmalara yol açabilir.
Milli–Manevi Sebepler
Türk-İslam kültüründe dayanışma, hoşgörü ve affedicilik önemli değerlerdir. Ancak bu değerlerin unutulması, bireylerin küçük anlaşmazlıkları büyütmesine yol açar (Karaman, 2012). Manevi bağların zayıflaması, akrabalığı yalnızca biyolojik düzeye indirger.
Kültürel Sebepler
Kültürel olarak otoriter aile yapısı, bazı bireylerin dışlanmasına neden olabilir. Ayrıca modern kültürde bireysel çıkarların öne çıkması, geleneksel dayanışma kültürünü zayıflatır. Geertz’in (1973) vurguladığı gibi kültür, anlam dünyasını kurar; bu anlam dünyasının çözülmesi, hısımın hasıma dönüşümünü kolaylaştırır.
Nasıl? (Süreç)
Hısımın hasıma dönüşme süreci genellikle beş aşamada gerçekleşir:
- Adaletsizlik Algısı: Mal paylaşımında veya ilişkilerde haksızlık hissi.
- İletişim Kopukluğu: Duyguların ifade edilmemesi, yanlış anlaşılmalar.
- Güven Kaybı: Kırgınlıkların büyümesi.
- Çıkar Çatışması: Ekonomik, sosyal veya politik alanlarda farklılaşma.
- Düşmanlık: Açık husumet, davalar, kopuşlar.
Bu sürecin erken aşamalarında psikolojik danışmanlık ve aile içi eğitim müdahaleleri etkili olabilir.
Nerede? (Bağlamlar)
Hısım–hasım dönüşümü genellikle şu alanlarda gözlenir:
- Aile içi: Miras ve mal paylaşımı, kardeşler arası kıskançlık.
- İş yaşamı: Ortaklıkların bozulması.
- Topluluk: Aşiret ve köy ilişkilerinde üstünlük kavgaları.
- Siyasi bağlam: Politik görüş ayrılıklarının aile içine yansıması.
Ne Zaman? (Zamanlama)
Hısımın hasıma dönüşmesi genellikle kriz anlarında ortaya çıkar:
- Geçiş dönemleri: Evlilik, boşanma, miras paylaşımı.
- Kriz dönemleri: Ekonomik sıkıntılar, afetler, savaşlar.
- Kuşaklar arası çatışmalar: Gelenek–modernlik gerilimleri.
Kim? (Aktörler)
- Aile bireyleri: Kardeşler, kuzenler, anne–baba–çocuk ilişkileri.
- Toplum liderleri: Aile büyükleri, dini liderler.
- Devlet kurumları: Mahkemeler, sosyal hizmetler, eğitim kurumları.
Çözüm Yolları
Psikolojik Çözümler
- Aile ve bireysel terapi yoluyla kırgınlıkların ele alınması.
- Öfke kontrolü, empati ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi.
- Barışın ilk adımı, bireyin kırgınlığını sağlıklı bir dille ifade edebilmesidir.
Pedagojik Çözümler
- Okullarda sosyal-duygusal öğrenme (SEL) programlarının yaygınlaştırılması.
- Ailelere yönelik ebeveynlik eğitimleri.
- Çocuklara erken yaşta adalet ve paylaşım eğitimi verilmesi.
Sosyolojik Çözümler
- Aile arabuluculuk merkezlerinin kurulması.
- STK’lar aracılığıyla uzlaşı kültürünün desteklenmesi.
- Sosyal devlet politikalarıyla ekonomik eşitsizliklerin azaltılması.
Politik Çözümler
- Yargı süreçlerinin şeffaflaştırılması.
- Politikacıların kutuplaştırıcı değil, birleştirici dil kullanması.
- Aile danışmanlığı hizmetlerinin devlet desteğiyle güçlendirilmesi.
Milli–Manevi Çözümler
- Bayram, cenaze, düğün gibi ritüellerde birlik ve beraberliğin vurgulanması.
- Dinî öğretiler yoluyla affedicilik, hoşgörü ve paylaşımın teşvik edilmesi.
- Milli–manevi değerler, hısımlığı kan bağından öte gönül bağına dönüştürür.
Kültürel Çözümler
- Kuşaklar arası kültürel aktarımın güçlendirilmesi.
- Medya ve sanat yoluyla aile içi barışın teşvik edilmesi.
- Kültürel üretimlerde dayanışma ve uzlaşma temalarının işlenmesi.
Sonuç
“Hısım ne zaman hasım olur?” sorusu, tek boyutlu bir mesele değildir. Psikolojik kıskançlıklar, pedagojik eksiklikler, sosyolojik adaletsizlikler, politik kutuplaşmalar, milli–manevi değerlerin zayıflaması ve kültürel çözülmeler bir araya geldiğinde, en yakınlar en uzak düşmanlara dönüşebilir.
Akrabalık bağlarını korumak, bireysel bir tercih değil, toplumsal bir stratejidir. Çünkü aile içi barış, milletin geleceğini belirler.
Çözüm için, bireysel farkındalıktan politik düzenlemelere, milli–manevi değerlerin yeniden canlandırılmasından pedagojik reformlara kadar bütüncül bir yaklaşım gereklidir. Hısımın hasıma dönüşmesini engellemek, hem bireysel huzuru hem toplumsal barışı garanti altına alır. Bu ve benzeri konularda gerekirse Profesyonel Yardım için benimle iletişime geçebilirsiniz.
Aileler Dağılmasın, Yuvalar Yıkılmasın !!!
Kaynakça
- Baumeister, R. F., & Leary, M. R. (1995). The need to belong: Desire for interpersonal attachments as a fundamental human motivation. Psychological Bulletin, 117(3), 497–529. https://doi.org/10.1037/0033-2909.117.3.497
- Bronfenbrenner, U. (1994). Ecological models of human development. International Encyclopedia of Education, 3, 37–43.
- Durkheim, E. (1997). The division of labor in society. Free Press. (Original work published 1893)
- Foster, J. D. (2019). Envy: Theory and research. Oxford University Press.
- Geertz, C. (1973). The interpretation of cultures. Basic Books.
- Giddens, A. (2006). Sociology (5th ed.). Polity Press.
- Karaman, H. (2012). İslam’ın ışığında günümüz meseleleri. İz Yayıncılık.
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —