Önder GÜZELARSLAN

Tarih: 30.10.2025 13:56

Tabiatın En Güzel Elbisesini Giydiği Mevsim: Sonbahar

Facebook Twitter Linked-in

Tabiatın En Güzel Elbisesini Giydiği Mevsim: Sonbahar

Alır gider beni sarı rüzgârlarıyla sonbahar. Gelir anılardan bir davet, çocukluğum canlanır. “Bir varmış, bir yokmuş” diye başlardı bütün masallar. Hani nerede o masum ve daha bozulmamış rüyalar? Sedef sedef olur, açardı nilüferler. Ve kanatları tülden fildişi kelebekler... Bir martı misali tek başıma uçardım. Hani nerede üstünde uçtuğum mor denizler? Sevgiden, saygıdan bir altın kafes ördüm. İnançlarım kilit kilit oldu üstüme. Aşıp bedenimi bendeki beni gördüm. Hani nerede uğrunda azaldığım değerler? Ellerim soğuk şimdi, üşüyor dudaklarım. Göğsüne düştü başım, o çiçekten yılların. Ey, sonbahar…

Ayşe Gürel’in kaleminden dökülen bu şiir, Onno Tunç’un ölümsüz bestelerinden biridir. Bu besteyi içimizi ürperten yorumuyla Sezen Aksu seslendirdikçe, sonbahar bize bir başka duygu yükler. Ayşe Gürel’in sarı rüzgârlarıyla tasvir ettiği sonbahar, sadece bir mevsim değil, aynı zamanda bir sanattır. Tabiatın en renkli ve duygusal dönüşümlerinden birine şahitlik ettiğimiz bir andır sonbahar. Birçok kimse için tabiatın en güzel elbiselerini giyerek kalbimizdeki renkleri canlandırdığı dönemdir.

Yaprakların sararıp dökülmeye başladığı sonbahar, bazen beraberinde hüznü de getirir. Yazın bunaltıcı sıcağından sonra soğuk ve karlı kış günlerine tabiatı hazırlayan sonbahar, bu yönüyle bizi özleme ve dinginliğe davet eder. Elbette her mevsimin kendine göre bir güzelliği ve özelliği vardır. Yaz sıcakları her ne kadar insanı bunaltsa da deniz sezonunun açılmasıyla serinlemeye çalışırız. Yazın meyveleriyle serinlediğimiz günlerin ardından sonbahar, bir başka berekete kapı aralar.

Sonbahar, kışa girmeden önceki son umut, son gayret ve bereket mevsimidir. Bu bereketin farkına varıp istifade edebilenler için sonbahar; yarınların umudu, heyecanı ve yenilenmenin sembolüdür. Kışın kapısıdır sonbahar. Adeta sarının bin bir tonunun beyaza dönüşünün müjdecisidir. Yeniliklere kapıdır, umuttur, bir nevi umuda yolculuktur. Ağaçların yapraklarını dökmesiyle yeni bir başlangıcın habercisidir sonbahar. Değişimin ve dönüşümün en güzel anıdır; kalbimizdeki renklerin yeniden canlanmasına vesiledir. Hele bir de rüzgârı yok mu, adeta ruhumuza yeni hikâyeler fısıldar.

Bazen en güzel anılar, sonbahar yapraklarının altında saklıdır. Bu mevsimde çiftçiler, beş altı ay süren yoğun çalışmalarının ve emeklerinin karşılığını alırlar. İlkbaharda ekilen tohumlar, yazın kavurucu sıcağında olgunlaşır, hasat edilir. Yazın toplanan ürünler sonbaharda bağ bozumu ve meyve derlemeleriyle ambarları doldurur. Bu döngü, verilen emeğin ve ilahî lütfun bir karşılığıdır. Kışın beyaz örtüsü altında afiyetle yenen bu ürünler, yazın alın terinin bereketidir.

Sonbaharın yağmurlarıyla serinleyen hava hem huzur verir hem de hüzün katar yüreklere. Ilık esintisi kalplerin sükûnet bulmasına vesiledir. Sonbahar rüzgârının getirdiği serinlikte, mevsimin büyüsü saklıdır. Bu mevsimde düşen her yaprak, yeni bir başlangıcın habercisidir. Yaprakların dökülüşü, sonbaharın zarif vedasıdır; her yaprak bir anıdır. Yapraklar düşer ama hatıralar kalır geride. Altın sarısı yapraklar, hayatın ne kadar değerli olduğunu hatırlatır. Hayatın geçiciliğini ve anın kıymetini anlatır bizlere.

Tabiat sessizce değişir, biz de onunla birlikte dönüşürüz. Hayatın döngüsünü anlamamızı sağlar bu yönüyle sonbahar. Velhasıl, sonbahar eskilerden kurtulma ve yeniliklere yer açma zamanını işaret eder, anlayabilene.

Eylül ayıyla birlikte kapılarını aralar sonbahar ve Kasım ayıyla birlikte vedaya hazırlanır. Sonbahar sonrası kıştır artık. Eski takvimlerde “songüz, teşrin-i sani” olarak bilinen Kasım; “bölen, ayıran” anlamındadır. Kasım, güzle kışın arasında olduğundan ve yılı ikiye böldüğünden dolayı bu ismi almıştır. Asırlar önce Anadolu’da yaşayan insanlar yılı “Kasım ve Hızır günleri” olarak ikiye ayırırdı.

Kasım ayı, edebiyat ve sanat dünyası açısından hüzün ve değişimi ifade eder. Geçmişle yüzleşme, geleceği süsleme ve sonbaharın ambiyansını hissetme ayıdır Kasım. Sonbaharın uğurlayıcısı, kışın habercisidir. Tabiatın yavaş yavaş sessizliğe büründüğü Kasım ayı, sonbaharın renk cümbüşüne veda edişinin başlangıcıdır. Sessizce beyaz örtüye yer açma zamanıdır. Sararan yaprakların dansı yerini kışın sessizliğine bırakmaya hazırlandığı aydır Kasım.

Eşsiz atmosferi ve duygu yüklü anlarını yansıtan bu yazıyı, Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in sözüyle tamamlıyorum:
“Yaprak ağaçtan sıkılmıştı, sonbahar bahaneydi.”

Anahtar Kelimeler: Sonbahar, Ayşe Gürel, Onno Tunç, Sezen Aksu, Kasım Ayı, Mevsimler, Tabiat, Bereket, Hüzün, Necip Fazıl Kısakürek, Aslıhan Akdemir


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —