İsmet ÜNAL

Tarih: 24.10.2025 10:42

Türkiye’nin 82. Vilayeti Olması Artık Kaçınılmaz Bir Hal Almıştır

Facebook Twitter Linked-in

KKTC’de Neler Oluyor? Türkiye’nin 82. Vilayeti Olması Artık Kaçınılmaz Bir Hal Almıştır

“Kıbrıs’ta sandık değil, senaryo kuruldu. Türkiye’ye karşı bir proje mi? Kalkan mı üs mü?” Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde seçimlerin ardındaki güç mücadelesi, federasyon hayali mi, iç işgal senaryosu mu? “Kıbrıs’ta demokrasi körleşmesi: Türkiye’nin ekseninden kopuş.” Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde seçim mi, referandum mu? Türkiye’ye verilen mesajın şifreleri neler?

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleşen son seçimler, yalnızca bir siyasi tercih değil, aynı zamanda bölgesel dengeleri sarsan bir kırılma noktası olarak değerlendiriliyor. Sandıktan federasyon yanlısı Tufan Erhurman’ın çıkması Atina’dan, Brüksel’e, Tel Aviv’den Rum kesimine kadar birçok aktörün memnuniyetle karşıladığı bir sonuç oldu. Ancak bu tablo Türkiye cephesinde ciddi bir tedirginlik yarattı.

Seçim sonuçları, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bağımsızlığından ve Türkiye ile entegrasyonundan uzaklaşarak Avrupa Birliği ve Rum kesimi eksenine yöneldiği algısını güçlendirdi. Bu tercih, bir seçimden öte Türkiye'yi dışlamaya dönük bir referandum niteliği taşıdığı yorumları yapılıyor. Yunanistan ve İsrail ile yakınlaşma sinyalleri, Türkiye'nin bölgedeki stratejik pozisyonunu sorgulatır hale getirdi.

Daha önceki yazılarımda belirttiğim, Türkiye'de yapılan yerel seçimlerde dile getirilen iddialar arasında, seçim sürecinde köylere kadar para dağıtıldığı, bu trafiğin Cumhuriyet Halk Partisi yönetimindeki bazı isimlerce yönlendirildiği ve bu kaynakların Avrupa'dan, Almanya'dan veya İsrail'den fonlanmış olabileceği yer alıyor. Bu iddialar, Türkiye'deki yerel seçimlerle benzerlik kurularak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de benzer bir “proje”nin hayata geçirildiği düşüncesini destekliyor. Kıbrıs Anadolu’nun kalkanı mı? Kıbrıs yoksa siyasi bir üs müdür? En çarpıcı bulgulardan biri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye’ye karşı bir siyasi üs haline getirilemeyeceği yönündeki sert uyarılar. Kıbrıs’ın Anadolu’nun kalkanı olduğu, birkaç siyasi figürün tercihiyle Türkiye’ye “defol” denilemeyeceği, bu coğrafyada bin yıllık bir devletin inşa ettiği tarihi kimliğin kolayca silinemeyeceği ifade ediliyor.

Son olarak bir tarihsel uyarı niteliğini taşıyor: Küresel fırtına yaklaşırken küçük toplulukların büyük güçler tarafından kolayca mobilize edilebildiği, demokrasi körleşmesinin milletleri iç işgale sürükleyebileceği ve bu hataların bedelinin ağır olabileceği hatırlatılıyor. Kıbrıs’ta Devlet Bahçeli’ye karşı söylevde bulunan o küstah gazeteci bulunmalı, gereken ders verilmelidir. Bir de Türk elçisinin kovulmasını isteyen o gazeteci de bulunmalıdır. Herkes haddini bilecektir. KKTC’nin Türkiye’nin 82. vilayeti olması artık şart olmuştur. Bu sözü Devlet Bahçeli diyorsa elbette ki vardır bir sebebi.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —