Hakan BİLİCİ

Tarih: 07.10.2020 18:47

DÜNYA ŞAMPİYONU OLMAK – 6

Facebook Twitter Linked-in

DÜNYA ŞAMPİYONU OLMAK – 6

(TİGRAN VARTANOVİCH PETROSİAN)

 

Dünya şampiyonu olmak serisinin altıncı sayısında dünyanın 9. Satranç şampiyonu Tigran Vartanovich Petrosian’dan bahsedeceğim.

Petrosian 17 Haziran 1929’da şuan ki Gürcistan’ın başkenti olan Tiflis’de doğar. Petrosian satranç oynamayı 8 yaşında öğrenmesine rağmen, babası tarafından -satrancın bir başarı getirmeyeceği düşünülerek- satranç oynaması değil çalışması gerektiği belirtilir. Daha sonra 2. Dünya savaşında babasını kaybeden Petrosian geçimini sağlamak için sokakları süpürmek dâhil birçok iş yapmak zorunda kalır. Hayatını boyunca kendisini etkileyen işitme sorunu da bu yıllarda nüksetmektedir.

12 yaşında Sovyet satranç oyuncusu Archil Ebralidze’nin himayesinde genç öğrencilerin oluşturduğu gençlik merkezlerinden biri olan Tiflis Öğrenci Sarayı’nda satranç eğitimine yeniden başlar. Bu sarayda sadece 1 yıl eğitim aldıktan sonra Sovyet satranç büyük ustalarını yenme başarısı gösterir.

İlerleyen yıllarda satrancını geliştirmek için önce bugünkü Ermenistan’ın başkenti Erivan’a ve daha sonra ise Moskova’ya taşınır. Danimarkalı satranç ustası Aron Nimzoviç ve Kübalı satranç şampiyonu Capablanca’nın oyun sistemlerini incelemek Petrosian’a en büyük ilham kaynakları olmuştur.

Yoksulluktan gelen bu gariban çocuğun tam 8 kez dünya şampiyonu adaylığı hüsranla sonuçlanır. Petrosian 1953, 1956, 1959 ve 1962 yıllarında dünya şampiyonu adayı olsa da şampiyonluğu göğüsleyemez. 1963 yılında Botvinnik karşı oynadığı oyunlarda zafere ulaşır ve dünyanın 9. Satranç şampiyonu ünvanına erişir. 1966 yılında da bu ünvanı Rus oyuncu Boris Spassky’ye karşı korumayı başarır ama Spassky 1969 yılındaki rövanşı kazanır ve Petrosian’ın şampiyonluk koltuğunu devralır. Petrosian; 1971, 1974, 1977 ve 1980 yıllarında dünya şampiyonu adayı olsa da bu ünvanı tekrardan geri alma fırsatına erişemez.

Petrosian sakin, temkinli ve oldukça savunmacı bir satranç oyuncusuydu. Önceliği kendi hücum yeteneklerini artırmaktan ziyade rakibin hücum yeteneklerini engellemekti. Oldukça sabırlı davranır, konumun kazanç sağlayacağından emin olmadığı sürece saldırıya geçmezdi.

Sovyet vatandaşı olarak ölmesine rağmen, her defasında “yurt dışında bize Rus denilse de ben aslında Sovyet Ermenisiyim” diye Ermeni olduğunu yinelemekten kaçınmaz.

1984 yılında 55 yaşında Moskova’da mide kanserinden hayata gözlerini yumar ve Moskova Ermeni mezarlığına defnedilir.

Ruhu şad olsun.

(Devamı gelecek)

 

Saygılarımla


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —