NE BIRAKACAĞIZ?
Günden güne değişen tüketim alışkanlıklarımız, tüketimin hızına yetişmek için kendi kurallarını değiştirmek zorunda kalıyor. Bu etkiye bağlı olarak çevre bilincinden uzaklaşarak doğaya zarar verdiğini umursamıyor bile…
Üretim sırasında meydana gelen zararlı gazlar, atık maddeler ve aşırı enerji sarfiyatı her geçen gün önü alınamaz bir hal almaktadır. Eğer bu gidiş kontrol edilemez, engellenemez ve gerekli iyileştirmeler yapılamazsa Dünya çok yakın bir zamanda yaşanamaz bir duruma gelecektir.
Hani yıllardır hayalini kurduğumuz “çocuklarımıza bırakacağımız mirası” biz tüketiyoruz zaten. Maalesef ki evlatlarımıza koskoca bir çöplük ve berbat bir atmosfer bırakacağız.
Şimdi derin bir nefes alın, gözlerinizi kapatın ve düşünün. Belki 30 sene sonra çocuklarımız bu kadar derin bir nefes alamazlarsa ne yapacaklar. Çocuklarımıza mal bırakabiliriz, para bırakabiliriz ama ya yaşanacak bir Dünya bırakamazsak ne olacak?
Bugün bile geç sayılmaz. Her birey mikro ölçekte kendi tedbirlerini alırken, makro ölçekte devletler bilinçli tüketim hareketini başlatabilir. Hep birlikte önce teşvik, sonra takip ederek tüm kirlenmelerin önüne geçebiliriz. Sıfır atık bilincini her eve yaymak, yenilenebilir enerjileri sanayide desteklemek ve her alanda kontrol edilebilir hammadde kullanımını sağlamak başlangıç için bize yeterli ve nefes almamızı sağlayacaktır.
Çocuklarımıza karşı sorumluyuz.
Her birimiz daha az atıkla yeni bir düzene geçmeliyiz. Evsel atıklarımız minimuma indirmeye çalışmak ve bu bilinci tüm çevremize aşılamak bize yakışan ilk hareket olacaktır. Doğayla dost ve geri dönüşümlü ürünleri tercih etmek, tek kullanımlık ürünlerden kullanmamak, gerçekten ihtiyaç kadar alım yapmak bile inanın birey olarak bizi mutlu ederken çocuklarımızın geleceğini güvence altına alacaktır.
Üreticilerin geleceğe yatırım yapması gerekiyor.
Çocukken öğrendiğimiz plastiğin zararlarını bile bile üretimde kullanmaya devam ediyoruz. Öyle milyar dolarlık cirolar yapan ve bu uğurda çok büyük bütçelerle ar-ge departmanları olan o şirketler her nedense plastik yerine geri dönüşüme uygun ambalajlar için bir yenilik yapmıyor.
Reklamlarda sürekli duyarlı görünmeye çalışan şirketler, iş doğaya ve geleceğe karşı sorumluluğa gelince kaçmayı tercih ediyorlar. Pet, teneke ve poşet yerine geri dönüşümlü ambalaj kullanmaları bile çocuklarımızıa en az 50 yılını kazandırabilir. Bu konuda en büyük görev hükümetlerin izleyeceği politikalara bağlıdır. Dolayısıyla da geleceğimize yatırımı teşvik edecek politikayı uygulayacak hükümetleri biz seçeceğiz.
Kısaca anlaşılacağı gibi olayın başlangıcı ve sonu bizlere bağlı.
Önce kendi hayatımızda yapacağımız revizeler ardından çevreyle dost politikalar üreten hükümetlere vereceğimiz desteklerle çocuklarımıza yaşanabilir bir hayat bırakabiliriz.
Geçmişi değiştiremediğimiz kesinse, neden geleceğe yön vermeyelim?
Onur ERDOĞAN
15-06-2022